Zekatını, bilmeden, zekat verilmeyecek birisine verirse ne olur?

1- SORU: Bir kimse malının zekâtını, zekâtın verilebileceği bir kimse zannederek birisine verir, sonra da o (kimsenin) zengin veya Hâşimî yahut kâfir olduğu ortaya çıkarsa veya (zekâtını)  karanlıkta bir fakire verir de sonra da o (kimsenin) babası veya oğlu olduğu ortaya çıkarsa, bununla zekâtını eda etmiş (vermiş) olur mu?

CEVAP:

a) Bununla zekâtını eda etmiş (yerine getirmiş) olur ve iade etmesi de gerekmez, bu, Ebû Hanife ve Muhammed (rh.aleyhima)’ya göredir. Ebû Yusuf (rh.a) ise şöyle demiştir: Bu suretlerin hepsinde (zekâtını) iade etmesi (yeniden vermesi) lazım gelir.

b) Kuhistânî’de Zâhîdî’den naklen şöyle denilmektedir: “Zekât verilen kimsenin köle veya harbî olduğu meydana çıkarsa, kendisine verilen zekât geri alınmaz. Hâşimî hakkında iki rivayet vardır. (Zekât verilen şahsın, kendi) oğlu (veya) zengin (biri olduğu ortaya çıkarsa), zekât geri alınmaz.” Acaba bu zekât o kimseye helal midir değil midir? Bu hususta hilâf vardır. Helâl değilse, bazılarına göre o malı tasadduk eder, bazıları ise sahibine iade edeceğini söylemişlerdir. İbn-i Âbidîn eş-Şâmî Reddü’l-Muhtâr’da zikretmiştir.

 

 

2- SORU: Şayet zekât (almaya) müstehak zannederek bir şahsa (zekâtını) verir, sonra da o (kimsenin kendi) kölesi veya mükatebi olduğunu öğrenirse, bu (mevzuda) üç İmamımız ne demiştir?

CEVAP:

Eğer böyle bir durum husule gelirse, (üç İmamımızın) hepsinin kavillerine göre de caiz olmaz (ve zekâtını eda etmiş sayılmayıp tekrar vermesi gerekir).