SORU: Selefîlikte/Vehhâbîlikte Tasavvuf ve Tarikat…
CEVAP:
Abdülvehhâb’a göre, “Tasavvuf, İslâmî olmayan bir bid’attır. Tarikat ise, başkalarını istismar etmek için bir vasıta ve mürşidin kendisini vesile ittihaz ettirmesine bir yoldur. Mutasavvıfların mükâşefe dedikleri şey tamamen asılsızdır. Başkalarının kendi yoluna intisab etmesini istemek ise, din içinde din ihdas etmektir. (Hâlbuki aynı şeyi onlar yaparak, kendileriyle çelişmektedirler.) Müslümanlar arasında, Velilerin hayatta iken de, ölümlerinden sonra da tasarruf sahibi olduklarına inanıp himmetlerini dileyenler vardır. Onların gavs, kutup, abdâl, kırklar, yediler, üçler gibi mertebelere ayrıldıklarını söylemektedirler ve onlara kurbanlar nezredip adamakta, kabirlerine gidip yalvarmaktadırlar. Bu sözler ifrattır ve onlara ebedî helak oluş ve azab vardır. Bu sözler Kitap, Sünnet ve İcmâya muhaliftir.”