1- SORU: Sığırların zekâtında vacip olan miktarı açıklayınız? Vacip olan miktar (hususunda) camızların (mandaların) hükmü nedir?
CEVAP:
a) Otuzdan az sığırlarda zekât yoktur. (Sayıları) otuz sâime (sığıra ulaşıp) da üzerinden de bir sene geçmiş ise (zekât olarak) bir tebî’[1] veya tebîa vardır. Kırk (sığırda) bir müsin[2] veya müsinne vardır.[3] Ebû Hanife (rh.a)’e göre, (sığırların sayısı) kırktan fazla olduğunda altmışa kadar bu (fazlalığın) miktarınca (zekât) vacip olur. (Şöyle ki; kırkın üzerine ziyade olan) bir (sığırda) müsinne’nin onda birinin dörtte biri[4], iki (sığırda) müsinne’nin onda birinin yarısı[5], üç (sığırda) müsinne’nin onda birinin dörtte üçü[6] (zekât) vardır.
Ebû Yusuf ve Muhammed ise şöyle demiştir: Altmışa ulaşıncaya kadar (kırkın üzerine) ziyade olan (fazlalıkta) bir şey yoktur. (Fetva da İmameyn’nin kavilleri üzeredir.)
(Altmış sığırda)[7] iki tebî’ veya iki tebîa, yetmiş (sığırda) müsinne ve tebî’, seksen (sığırda) iki müsinne, doksan (sığırda) üç tebî’, yüz (sığırda) iki tebî’ ve müsinne vardır. (Böylece) bu (minval) üzere her on (tanede) farz olan (miktar) tebî’’den müsinne’ye değişir.
b) Camızlar[8] da sığırlar da (yukarıda zikredilen) bu (miktarlar hususunda) eşittir.
[1] (Tebî’); iki yaşına basmış (erkek sığır/buzağı, “Tebîa” iki yaşına basmış dişi sığır/buzağı).
[2] (Müsin); üç yaşına basmış (erkek sığır, “Müsinne” üç yaşına basmış dişi sığır).
[3] Burada zekât olarak verilecek sığırların erkek ve dişi olarak zikredilmesi, develerde olduğu gibi erkeklerin zekât olarak verilemeyeceği zannedilmesin diyedir.
[4] Yani kırkın üzerine ziyade olan bir tane sığır için müsinne’nin kırkta biri zekât olarak verilir.
[5] Yani kırkın üzerine ziyade olan iki tane sığır için müsinne’nin kırkta ikisi/yirmide biri zekât olarak verilir.
[6] Yani kırkın üzerine ziyade olan üç tane sığır için müsinne’nin on beşte biri zekât olarak verilir.
[7] (İmameyn ile Ebû Hanife) arasında kırk (sığırın zekâtı) haricinde ne altmış (sığırda) ne de sonrasında ki (sayılar hususunda) bir ihtilaf yoktur.
[8] (Metindeki “Cevâmîs” kelimesi) “Câmûs”’un cemisi (olup) arapçalaşmıştır (ve aslı) “Kêu mîş”’dir. O da Hind ve Pakistan (ehlinin) lisanıyla “behîns”’dir.
“El-Bahru’r-Râik” sahibi, “El-Kenz” sahibinin; “camız da sığır gibidir” kavlinin altında şöyle demiştir: Çünkü “sığır” ismi ikisini de kapsamaktadır ve (camız) ondan (yani sığırdan) bir çeşittir. Sığırın nisabı (eksik olunca) onunla (yani camızla) tamamlanır (ilave edilir) ve (bu nisapta camızlara sığırların) zekâtı vacip olur.
(Sığırlarla camızların) karışık olmaları halinde eğer bazısı bazısından çok ise zekât çoğunluk hangisi ise ondan alınır, böyle değilse (yani sayıları eşit olduğunda zekât hangisinden verilecekse) ya pahalı/kuvvetli olanların en ucuzu/zayıfı, ya da ucuz/zayıf olanların en pahalısı/kuvvetlisi alınır. (Örneğin; sığırların değeri düşük ise ve zekât da sığırlardan verilecekse, sığırın en iyisi zekât olarak seçilip verilir. Eğer mandaların değeri yüksek ise ve zekât da mandalardan verilecekse mandadan değeri en düşük olanı seçilip zekât olarak verilir.)
2- SORU: Develerin ve sığırların yavruları hakkında Ebû Hanife (rh.a)’in kavli nedir?
CEVAP:
Ebû Hanife ve Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre, deve yavruları (“fuslân”)[1], koyun yavruları (“humlân”)[2] ve sığır yavruları (“acâcîl”)’de[3] zekât yoktur. Ancak (bu yavrularla) birlikte büyükler olursa (o takdirde zekât gerekir). Ebû Yusuf ise şöyle demiştir: (Bu yavrularda) vacip olan, ondan (yani yavrulardan) bir tanesinin (zekât olarak verilmesidir)[4].
[1] (“Fuslân” ve “Fıslân” olarak) damme ve kesre ile (okunur). (“Fuslân”), “fasîl”’in cemisidir. (“Fasîl” ise), annesinden ayrıldığı (memeden kesildiği) zaman ki deve yavrusudur. Kâmus’da olduğu gibi.
[2] (“Humlân” ve “Hımlân” olarak) damme ve kesre ile (okunur). (“Humlân”), “hamel”’in cemisidir. (“Hamel” ise), koyun yavrusudur.
[3] (“Acâcîl”), “ucûl”’ün cemisidir. (“Ucûl” ise), sığır yavrusu demek olan “ı’cl” manasınadır. Kâmus’dan.
[4] Bunda, Ebû Yusuf (rh.a)’e göre tafsilat vardır. “El-Hidâye” sahibi (bunu) zikretmiştir. Dilersen oraya müracaat edebilirsin.
Bu yazı yorumlara kapalı.