Şayet bir kimsenin alacağı olur, lakin borçlu borcunu ikrar ettiği halde vermezse veya iflas etmiş kişide alacağı varsa bu alacaklarda zekât var mıdır?

SORU: Şayet bir kimsenin bir zenginde alacağı olur, lakin bu zengin borcunu ikrar ettiği halde vermezse; keza bir kimsenin eli dar fakir bir kimsede alacağı olur, bu fakir de borcunu ikrar eder fakat vermezse; keza bir kimsenin iflas etmiş bir kimsede alacağı olur fakat vermezse ve alacağı olduğuna dair de elinde bir beyyinesi varsa, bu mallarda/alacaklarda zekât var mıdır?

CEVAP:

a) Şayet bir kimsenin bir zenginde alacağı olur, bu zengin de borcunu ikrar eder fakat vermezse

b) Keza bir kimsenin eli dar fakir bir kimsede alacağı olur, bu fakir de borcunu ikrar eder fakat vermezse

c) Keza bir kimsenin kâdı tarafından iflas ettiğine hükmedilmiş bir kimsede alacağı olup, fakat müflis kimse vermezse

d) Keza bir kimsenin alacağı var, fakat bu kimse borcunu inkâr ediyorsa ve alacağı olduğuna dair de bir beyyinesi varsa

Yukarıdaki bu suretlerin hiç birisinde zekât gerekmeyip, bu alacaklar eline geçtikten sonra bunlara ait geçmiş senelerin zekâtını vermesi gerekmez.

(Yukarıda, kişinin elinde alacağı olduğuna dair beyyinesi bulunduğu veya borçlunun borcunu ikrar ettiği bütün suretlerde zekât vermenin vacip olup, para eline geçtiğinde geçmiş senelerin zekâtını vermesinin vacip olduğunu, el-Kâfî, el-Hidâye, el-Ğurar, el-Mültekâ gibi kitaplar zikretmiş ve sahih olanın da bu olduğunu söylemişlerdir. Geçmiş senelerin zekâtını vermesinin lazım olmadığını ise, el-Tuhfe, Ğâyetü’l-Beyân, el-Hâniyye gibi kitaplar zikretmiş ve sahih olanın bu olduğunu söylemişlerdir. Bu hususta sahih birden fazladır.) (İbn-i Âbidîn, Zekât Bahsi)