SORU: “Rubâiyât” meselesi nedir? Faydalı ilim hangi ilimdir?
CEVAP:
“Rubâiyat” meselesinden maksat şudur: Fıkıh hadisin semeresidir. Fakihin kazanacağı sevap, muhaddisin sevabından az değildir. “el-Eşbah” da beyan olunduğuna göre peygamberler (ve cennetle müjdelenenler) hariç hiçbir kimse Allah Teâlâ’nın kendisi için ne (kadar sevap vermeyi) dilediğini ve kendine ne gibi güzel sıfatlar irade buyurduğunu bilmez. Çünkü Allah’ın iradesi gayb’tır. Bundan yalnız -Allah’ın ahkâmını itikad ve amel olarak bilen, dünyadan yüz çevirip ahirete yönelen- Fukahâ müstesnadır. Zira onlar Allah Teâlâ’nın kendileri hakkındaki iradesini, “sâdık ve masdûk” olan Peygamberinin (Buhârî’nin rivayet ettiği) şu hadisi ile bilmişlerdir: “Allah bir kimseye hayır vermek dilerse, onu dinde fakih kılar…”
(Taberânî’nin rivayet ettiği) bir hadiste ise şöyle buyurulmuştur: “Şüphesiz Allah Teâlâ, kıyamet gününde kulları diriltecektir. Sonra ulemayı dirilterek; “Ey ulema cemaati! Ben size ilmimi ancak sizi bildiğim için verdim. Size verdiğim ilmi size azap etmek için vermedim. Haydi gidin! Muhakkak sizi affettim” buyuracaktır…”[1]
(Faydalı ilim), Allah Teâlâ’ya ulaştıran ilimdir. Faydalı ilim, hüsnüniyet ve amel ile nefsin afetlerinden kurtularak elde edilen ilimdir. Kul’a bu ilim sorulmaz. Çünkü mutlak hayırdır. Faydalı olmayan ilim böyle değildir. Allah onu sahibine sorar ve onunla sahibini azap eder… (İbn-i Âbidîn, Mukaddime)
[1] Taberânî’nin rivayetinin metni şöyledir;
“يَبْعَثُ اللَّهُ الْعِبَادَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، ثُمَّ يُمَيِّزُ الْعُلَمَاءَ، فَيَقُولُ: يَا مَعْشَرَ الْعُلَمَاءِ، إِنِّي لَمْ أَضَعْ فِيكُمْ عِلْمِي وَأَنَا أُرِيدُ أَنْ أُعَذِّبَكُمْ، اِذْهَبُوا فَقَدْ غَفَرْتُ لَكُمْ”