SORU: Ramazan ayında yolcu veya hasta kimse oruç tutmak ister ancak Ramazan orucuna değil de mutlak oruca veya nafile oruca yahut vacip oruca niyetlenirlerse, tutulan oruçlar Ramazan orucu mu sayılır, yoksa niyet ettikleri oruçlar ne ise onlar mı vaki/geçerli olur?
CEVAP:
Ramazan orucunun edasının farziyeti hasta ile yolcu kimse hakkında sakıt olur/düşer. Zira Ramazan ayı orucu onlar hakkında gayr-i muayyendir/tayin/tesbit edilmemiş/kararlaştırılmamıştır. Böylelikle Ramazan ayı, onlar hakkında Şaban ayı gibi olmuş olur.
(Yolcu ile hastanın hükümlerini Fukahâ birbirinden ayırmışlardır.)
(Yolcu kimsenin Ramazanda, başka bir oruca niyet etmesinin üç hali olup bunların hükümleri şöyledir);
1- Yolcu kimse Ramazan ayında mutlak oruca niyet ederse yani farz vacip veya sünnet diye kayıtlamadan sadece “oruç tutmaya” diyerek niyet ederse, tuttuğu oruç Ramazan orucu olmuş olur.
2- Yolcu kimse Ramazan ayında nafile oruca niyet ederse, keza tuttuğu oruç Ramazan orucu olmuş olur. Çünkü nafilenin faydası sevaba nail olmaktır, sevap ise vaktin farzı olan orucu tutmada daha çoktur.
3- Yolcu kimse Ramazan ayında, başka bir farz/vacip oruca niyet ederse, niyet ettiği bu farz/vacip oruç vaki/geçerli olur. Bu oruç Ramazan orucu sayılmaz. Çünkü yolcunun oruç tutmamaya hakkı vardır ve binaenaleyh yolcu kimse Ramazanda tuttuğu orucu başka bir farz oruca tebdil/tahvil edebilir.
(Hasta kimsenin Ramazanda, başka bir oruca niyet etmesi hakkında ihtilaf edilmiş olup bu ihtilaf şöyledir);
1- Hasta kimse Ramazanda nafile oruca veya mutlak oruca yahut başka bir farz/vacip oruca niyet ederse, bu oruçların hepsi Ramazan orucu olmuş olur.
2- Hasta kimse Ramazanda neye niyet ederse yani nafileye veya mutlak oruca yahut başka bir farz/vacip oruca niyet ederse, niyet ettiği bu oruçlar vaki/geçerli olur. Ancak, Ramazanda başka bir farz/vacip oruca niyet ederse, niyet ettiği bu farz/vacip orucun vaki/geçerli olması gerekir, tıpkı yolcuda olduğu gibi.
3- Ramazan ayında, hasta kimseye tuttuğu orucun zarar verip vermemesi arasında fark vardır.
Şayet oruç tutmak hastaya zarar verirse, örneğin gözdeki hastalık gibi, o takdirde oruç tutmama ruhsatı, hastalığın artması korkusuna (mezannetü’l-acz’e) bağlanır ve bu durumda hasta kişi yolcu gibi olur yani neye niyet ederse o oruç vaki/geçerli olmuş olur. (Başka bir deyişle, bu durumda kişinin oruç tutmaya gücü yettiği halde, eğer oruç tutarsa gözündeki hastalığın artacağından dolayı iftar etme ruhsatı vardır ve yolcu gibi hangi oruca niyet ederse o oruç vaki olmuş olur.)
Şayet oruç tutmak hastaya zarar vermezse, örneğin hazım bozukluğu gibi, o takdirde ruhsat, aczin hakikatine (hakîkatü’l-acz’e) bağlanır ve tutulan oruç vaktin farzının yerine geçmiş yani Ramazan orucu olmuş olur. (Çünkü bu durumda kişi oruç tutarsa, acziyetinin ortadan kalktığı meydana çıkar ve böylece tuttuğu oruç da Ramazan orucu olmuş olur velev ki başka bir oruca niyet etmiş olsun. Zira oruç tutmaya güç yetirir ve oruç tutmak da kendisine zarar vermezse, aklı başında hiç kimse “oruç tutmaması için ona ruhsat verilir” demez.) (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)