SORU: Oruçlu kişinin dişlerinin arasında yiyecek kalıntısı olur da bunu yutarsa orucu bozulur mu? Oruçlu kişinin dişlerinin arasından kan çıkar da tükürüğüyle birlikte bunu da yutarsa orucu bozulur mu? Bir kimse Ramazanda dişini çektirir de uykuda kanı midesine giderse orucu bozulur mu?
CEVAP:
Oruçlu kişinin dişlerinin arasındaki (yiyecek) kalıntısı nohuttan küçükse, onu yutmakla orucu bozulmaz, çünkü bu kalıntı tükürüğüne tâbidir. Şayet nohut kadar olursa orucunu bozar.
Oruçlu kişinin dişlerinin arasından kan çıkar da boğazına kaçarsa,[1] yani midesine varmazsa orucu bozulmaz. Midesine ulaşırsa, tükürükteki kan tükürükten daha fazla yahut tükürüğe eşit ise orucu bozar. Aksi takdirde (yani tükürük kandan fazla ise) bozmaz. Ancak (tükürüğün kandan fazla olduğu durumda) kanın tadını duymuş/hissetmişse o takdirde orucu bozulur. Musannıf bu kavli beğenmiştir. Ulemanın çoğunluğu da bununla (bu tafsilatla) amel etmişlerdir; yani kanın tükürükten çok olması, ikisinin de eşit olması veya tükürüğün fazla olması tafsilatı Ulemanın çoğunluğunun amel ettiği görüştür.
(Tükürüğün kandan fazla olduğu durumda kanın tadını boğazında duymuşsa o takdirde de orucu bozulur kavlinde olduğu gibi keza), “dışarıdan susam tanesi kadar bir şey yemek orucu bozar. Ancak ağzında bölünüp parçalanıp/dağılacak şekilde çiğnemiş olursa orucu bozulmaz (çünkü bu kadar küçük parçalar dişlerine yapışır da midesine ulaşmaz ve tükürüğüne tabi olur). Ancak (bu kadar çiğnemiş olsa bile) boğazında tadını duyarsa yine orucu bozar.”
Ben (İbn-i Âbidîn) derim ki: Ramazanda dişini çektiren ve bunun kanı gündüzün midesine inen kimsenin hükmü de bundan anlaşılır (yani orucu bozulup kazası lazım gelir). O kimse uykuda bile olsa kazası vacip olur. Ancak, (aralarında) fark yapılarak (yani bu durum ile yukarıdaki durum birbirinden ayırtılarak); “bundan korunmak/sakınmak mümkün değildir”, bundan dolayı kendiliğinden geri dönen kusmuk gibi olur” denilebilir. Araştırmalıdır. (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)
[1] Metindeki “dişlerinin arasından kan çıkar da boğazına kaçarsa” ifadesi, kan tükürükten çok olsa bile orucu bozmayacağını gösterir. el-Vecîz sahibi bu kavlin sahih olduğunu söylemiştir. Nitekim es-Sirâc’da da bildirilmiş ve “bunun vechi, “âdeten ondan korunmaya imkân bulunmamasıdır. Binaenaleyh (dişlerin arasından çıkan kan), dişlerinin arasında kalan kırıntı ile mazmazadan geriye kalan eser/iz (yani ıslaklık) gibi olmuştur. es-Sayrâfi’nin Îzâh ismindeki kitabında böyledir” denilmiştir. Bu kavlin, ekseri Ulemanın, yukarıda zikredilen tafsilâtı benimsemesine aykırı olduğu için Şârihimiz Musannıf’a uyarak metindeki sözü “midesine varmazsa” diye yorumlamış/hamletmiş ve bununla ekseri Ulemaya muhalefet göstermemeye çalışmıştır. (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)