Oruçlu kişiye mızrak veya ok saplanır da vücudunun içerisine ulaşırsa ve mızrağın veya okun ucu/demiri de içinde kalırsa hükmü ne olur? Vücuda giren bir şeyde orucun bozulup bozulmaması hususundaki kaide nedir? Dübüre/makada tahta çubuk girerse orucu bozulur mu?

SORU: Oruçlu kişiye mızrak veya ok saplanır da vücudunun içerisine ulaşırsa ve mızrağın veya okun ucu/demiri de içinde kalırsa hükmü ne olur? Vücuda giren bir şeyde orucun bozulup bozulmaması hususundaki kaide nedir? Dübüre/makada tahta çubuk girerse orucu bozulur mu?

CEVAP:

Oruçlu kimseye mızrak saplanır da içerisine ulaşırsa, mızrağın ucu/demiri içinde kalsa bile orucu bozulmaz. Tıpkı içerisine kadar varan derin yaraya birisi tarafından taş konulsa yahut ok (bir taraftan girip) öbür taraftan çıksa orucu bozulmadığı gibi (burada da oruç bozulmaz), çünkü kendi fiili değildir ve vücuduna bunda bir salâh/yarar da yoktur. Ama yaraya ilaç koymak/akıtmak böyle değildir (o zaman orucu bozulur). Fakat okun demiri/ucu içeride kalırsa orucu bozulur.

“Mızrağın ucu içinde kalsa bile orucu bozulmaz” kavlini Ulemadan bir cemaat sahih bulmuşlardır ki, onlardan biri de Kâdıhân olup Câmiu’s-Sağîr Şerhinde şöyle demiştir: “Demiri içeride kalırsa ne hüküm verileceğini Kudûrî zikretmemiş olup, bu hususta Ulema ihtilâf etmişlerdir. Bazıları, “bu orucu bozar, tıpkı dübürüne kaybolacak şekilde bir tahta çubuk soktuğunda orucu bozulduğu gibi” demiştir. Bazıları ise “bunun orucu bozmayacağını” söylemişlerdir ki sahih olan da budur. Çünkü o kimseden bir fiil bulunmamıştır. Keza bedeni için salâh (yani vücuda yarayışlı olan) bir şey de içeri ulaşmamıştır/işlememiştir.”

“Okun ucu/demiri içeride kalırsa bozulur” hükmü iki kavilden birine göredir. Zira ok demiri/ucu ile mızrak demiri/ucu arasında bir fark yoktur. Fethû’l-Kadîr’de, “bunlarda ihtilafın devam ettiği ve Ulemadan bir cemaatin orucun bozulmamasını sahih kabul ettiği” açıklanmıştır. Zeylâî her iki kavlin sahih olduğunu kesinlikle söylemiştir. Bundan anlaşılır ki Şârihimiz burada (iki söz söylemiş); evvelâ “ucu/demiri içinde kalsa bile oruç bozulmaz” demiş, sonra mukabilini söyleyerek “ucu/demiri içeride kalırsa bozulur” ifadesini kullanmıştır.

Hâsılı/sözün özeti; orucun bozulması, (1) ya kendi fiili ile olmasına (2) yahut bunda bedeninin ıslâhı (vücuda yarayışlı olmasına) bağlıdır. (3) Keza giren şeyin içeride kalması/istikrar bulması (yani kaybolması) da şarttır.

Binaenaleyh dübüre/makada tahta çubuk/değnek girdirir de kaybolursa oruç bozulur. Zira hem kişinin kendi fiili, hem de içeride kalma vardır. Çubuk içeride kaybolmazsa bozulmaz, çünkü içeride kalma bulunmamıştır. Keza çubuk dübüre kendisi istemeden başkası tarafından zorla sokulur veya uyurken girerse yine oruç bozulur. Zira bunda o kimsenin vücuduna salâh/yarar vardır. (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)