Oruçlu kimse, ölü bir kadına veya şehvetlenilmeyen küçük bir kıza cinsî yakınlıkta bulunur da menisi gelirse hükmü ne olur? Şehvetlenilmeyen/cimaya mahal olmayan küçük kızdan maksat kimdir? Oruçlu kimse, hayvana cima eder yahut uyluk veya karına cima eder veya kadını öper de menisi gelirse yahut bir kadın oruçlu erkeği öperse hükmü ne olur? Oruçlu kimse, bir insana arada hiçbir şey olmadan veya tenin sıcaklığını hissetmeye mani olmayan bir bezle yahut tenin sıcaklığını hissetmeye mani olan bir bezle dokunur yahut kadın kocasına dokunur da menisi gelirse hükmü ne olur?

SORU: Oruçlu kimse, ölü bir kadına veya şehvetlenilmeyen küçük bir kıza cinsî yakınlıkta bulunur da menisi gelirse hükmü ne olur? Şehvetlenilmeyen/cimaya mahal olmayan küçük kızdan maksat kimdir? Oruçlu kimse, hayvana cima eder yahut uyluk veya karına cima eder veya kadını öper de menisi gelirse yahut bir kadın oruçlu erkeği öperse hükmü ne olur? Oruçlu kimse, bir insana arada hiçbir şey olmadan veya tenin sıcaklığını hissetmeye mani olmayan bir bezle yahut tenin sıcaklığını hissetmeye mani olan bir bezle dokunur yahut kadın kocasına dokunur da menisi gelirse hükmü ne olur?

CEVAP:

Oruçlu kimse, ölü bir kadına veya şehvetlenilmeyen küçük bir kıza cinsî yakınlıkta bulunur (ve menisi gelirse, orucu bozulur kaza gerekir) keffaret lazım gelmez. (Menisi gelmezse orucu bozulmaz.)

Ölü bir kadına veya küçük bir kıza cinsî yakınlıkta bulunana keffaret lazım gelmemesi, mahallin tam şehvet duyulan bir yer olmadığındandır. (Zira cima edilen yerin tam şehvet yeri olması mutlaka lazımdır.)

Şehvete mahal olmayan küçük kıza cima etmekle keffaret lazım gelip gelmeyeceği hususunda el-Kınye’de ihtilaf nakledilmiştir. Bazıları ittifakla keffaret lazım gelmeyeceğini söylemişlerdir ki doğrusu da budur.

Remlî şöyle demiştir: “Ulemanın gusül bahsinde açıkladıklarına göre sahih olan şudur ki, küçük kızın iki pislik yolunu bir etmeden ciması mümkün ise o kız cimaya mahaldir, aksi takdirde mahal değildir.

Oruçlu kimse, hayvana cima eder (de menisi gelirse) yahut uyluk (tefhîz) veya karına (tebtîn) cima eder (de menisi gelirse) veya kadını öper (de menisi gelirse) velev ki dürtmek/eğlendirmek yani kadının dudağını ısırmak, fercini öpmek ve dudaklarını emmek sureti ile taşkınlık göstererek kadını öperek (menisi gelirse, kaza lazım gelip) keffaret lazım gelmez. (Bu durumlarda menisi gelmezse orucu bozulmaz.)

“Oruçlu erkek kadını öperse” diye kayıtlanması (şarta bağlanması) şundandır ki, şayet kadın oruçlu erkeği öper, erkek de meninin gelmesinin lezzetini hisseder de fakat bir ıslaklık görmezse, İmam Ebû Yusuf’a göre orucu bozulur. İmam Muhammed’e göre ise bozulmaz. Bu durumda yıkanmanın/guslün vacip olup olmaması da bu ihtilâfa göredir.

Oruçlu kişi taşkınlık göstererek öptüğünde meni geldiği zaman (kaza gerekip) keffaret gerekmeyince, taşkınlık göstermeden öptüğünde (meni geldiğinde) evleviyetle/öncelikle keffaret gerekmez.

Oruçlu kimse, (arada tenin sıcaklığını hissetmeye mani hiç bir şey olmadan insana dokunursa, keza tenin) hararetine mâni olmayan bir bezle olsa bile bir insana dokunur (da menisi gelirse, kaza gerekip) keffaret lazım gelmez. (Menisi gelmezse orucu bozulmaz.) Daha önce (131’inci soruda) gördüğümüz üzere, oruçlu kişi hayvanın fercine dokunur da menisi inerse ittifakla orucu bozulmaz.

el-Bahır’da el-Mi’râc’dan naklen şöyle denilmiştir: “Kadın kocasına dokunur da kocasının menisi gelirse orucu bozulmaz. Bazıları, kocası meniyi getirmeye özenirse bozulur, demişlerdir.” Remlî; “bu kavli tercih etmek gerekir, çünkü meniyi getirmeye bu daha çok sebep olur” demiştir.

Hararete mâni olmayan bir bezle dokunup da menisi geldiğinde (orucu bozulup kaza lazım gelip keffaret gerekmez ise), böyle bir bez olmadan dokunduğunda (menisi gelirse) orucun kazası evleviyetle/öncelikle vacip olur. Lâkin keffaret lazım gelmemesine bakarak bu evleviyet açık değildir, hâlbuki sözümüz kaza gerekip keffaret gerekmeyen haller hakkındadır.

“Bezin hararete mâni olmamasıyla” kaydedilmesi (bu şarta bağlanması), el-Bahır’da, “(oruçlu kişi) kadına elbise üzerinden dokunur da menisi gelirse (bakılır); eğer kadının cildinin hararetini (sıcaklığını) hissetmiş ise orucu bozulur, aksi halde (kadının cildinin sıcaklığını hissetmemişse) bozulmaz” denildiği içindir.

Oruçlu kimse kendi eli ile veya karısının eli ile menisini getirir (istimna yapar) veya çırıl çıplak aşırı bir şekilde mübaşeret ederse/sarılırsa yani erkek ve kadın tenasül yerlerini birbirine temas ettirirse velev ki bu sarılma iki kadın arasında veya tenasül aleti kesik bir erkekle bir kadın arasında olsun (menisi gelirse, orucu bozulur, kaza lazım gelir, keffaret lazım gelmez). (Bu durumlarda menisi gelmezse orucu bozulmaz.)

“Aşırı şekilde” diye kayıtlama, böyle yapmanın keraheti olduğundandır.

Yukarıda zikredilen hususların hepsinde meni geldiği takdirde oruç bozulur. Meni gelmezse, evvelce geçtiği üzere oruç bozulmaz. (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)