SORU: Müçtehit olan bir müftü yahut mukallid bir müftü kasten kendi görüş ve fikrine muhalif bir hüküm verirse geçerli olur mu?
CEVAP:
1- Müçtehit olan Müftü/Kâdı: Müçtehit olan bir Müftü/Kâdı kasten kendi re’yine muhalif bir hüküm verirse, geçerli olup olmayacağı hususunda İmam-ı A’zam’la İmameyn ihtilâf etmişlerdir. İmam-ı A’zam’dan ise bu hususta iki rivayet vardır: Bunların esah olanına göre; “evet” hüküm geçerlidir. İmameyn’e göre ise, geçerli değildir. Nitekim “et-Tahrîr” isimli kitapta da böyle beyan edilmiştir. “Hidâye”’de ve “el-Muhît”’de fetvanın İmameyn’in kavline göre olduğu zikredilmektedir, yani müçtehit olan bir Kâdı/Müftünün kendi görüşüne muhalif olarak gerek kasten, gerekse unutarak verdiği fetva geçerli değildir. Gerçi, “Fetâvâ-yı Suğrâ” ile “Hâniyye”’de fetvanın İmam-ı A’zam’ın kavline göre olduğu kaydedilmekte ise de, İmameyn’in kavli müreccahtır. Çünkü müçtehit, zannına göre amel etmekle memurdur, bunda bütün ulema müttefiktir, müçtehidin buradaki hükmü ise kendi zannının hilâfınadır.
Bazıları bu meseleyi, usûl-ü fıkıh ulemasının kavline göre müşkül bulmuşlardır. Çünkü onlara göre müçtehit, bir hadisede içtihat ederek hüküm verirse, artık o hadise hakkında başka müçtehidi taklid etmesi bil-ittifak memnudur/yasaktır. İhtilaf, içtihat etmezden önce başka bir müçtehidi taklid edip edememesi hususundadır ki, ekseri ulemaya göre bu da memnudur…
2- Mukallid olan Müftü/Kâdı: Mukallid bir kâdı/müftünün, mezhebi hilafına hüküm vermesi asla nafiz/geçerli değildir. Bunu “Fethu’l-Kadîr” sahibi ve Allame Kâsım söylemiş, “el-Kınye” sahibi de “el-Muhît” ve diğer kitaplardan nakletmiştir. Bilhassa bizim zamanımızda katiyen nafiz olamaz. Mukallid bir Hâkimin/Kâdı’nın/Müftünün, kendi mezhebindeki zayıf kavillere dayanarak verdiği hüküm, Sultanın emriyle geçersiz sayılırsa, mezhebi hilâfına verdiği hüküm evleviyetle geçersizdir…[1]
Zayıf kavil, mensûh hükmündedir. Onunla hüküm vermek cehalettir, icmaya muhalefettir… (İbn-i Âbidîn, Mukaddime)
[1] “el-Bahr” sahibinin iddiasına göre, mukallid kendi mezhebinden başka bir mezheple yahut zayıf bir rivayetle veya zayıf bir kaville hüküm/fetva verirse nafizdir/geçerlidir. “Bahr” sahibinin bu husustaki en kuvvetli delili, “Bezzâziye”’nin “Tahâvî” şerhinden naklettiği şu sözdür: Müçtehit olmayan bir kâdı fetva verir de, sonra da verdiği fetvanın mezhebinin hilafına olduğu anlaşılırsa, hükmü nafiz olup, bu hükmü başkası bozamayıp, sadece kendisi bozabilir. İmam Muhammed’den böyle nakledilmiştir. Ebû Yusuf ise, hükmü kendisinin de bozamayacağını söylemiştir…
Ancak, “en-Nehir” sahibi; “mezhep hakkında, “Fethu’l-Kadîr”’de beyan edilenlere itimad etmek vaciptir” demiştir, (“Fethu’l-Kadîr”’de beyan edilen ise yukarıda açıklanmıştır). Keza, İmameyn; “Müçtehit olan bir müftünün kendi görüşüne muhalif olarak gerek kasten, gerekse unutarak verdiği fetva geçerli değildir” demişlerdir, mukallidin verdiği hükmün geçerli olmaması ise evleviyetledir…