Metinlerde zikredilenin sahih olduğuna dair sarahaten bir şey söylenmez, bilâkis, mukabilinin sahih olduğu açıkça bildirilirse hangisi ile amel edilir?

SORU: Bir meselenin hükmü metinlerde, fetâvâ kitaplarında ve şerhlerde zikredilirse, metinlerde zikredilen ile amel etmek lazım gelir. Şayet metinlerde zikredilenin sahih olduğuna dair sarahaten bir şey söylenmez, bilâkis, mukabilinin sahih olduğu açıkça bildirilirse hangisi ile amel edilir?

CEVAP:

Bir mesele metinlerde zikredilir de, sahih olduğuna dair sarahaten bir şey söylenmez, bilâkis, mukabilinin sahih olduğu açıkça bildirilirse, Allâme Kâsım’ın beyanına göre, ikinci kavil tercih edilir. Çünkü mukabilinin sarahaten sahih olduğu bildirilmiştir, metinlerin sahih kabul etmesi ise iltizâmîdir. Sarahaten sahih olduğu açıklananı kabul etmek, iltizâmen sahih olanı kabul etmekten önce gelir…

İki sahih kavilden biri İmam-ı A’zam’a, diğeri başka bir müçtehide ait olursa, yine muhayyerlik yoktur. Çünkü sahih olduğu beyan edilmiş iki (hüküm) birbirine muarız/ters olunca (tenakuz/çelişki olursa) tesakut ederler/düşerler, yani ikisinin de hükmü kalmaz, böyle bir durumda ise biz asla rücû ederiz ki, asıl olan, İmam-ı A’zam’ın kavlini tercih etmektir. Hatta “Fetâvâ’l-Hayriyye”’nin “şehadetler” bahsinde şöyle denilmektedir: Bize göre karar kılınan (hüküm) şudur ki; bir meselede ancak İmam-ı A’zam’ın kavliyle amel edilir, onunla fetva verilir. İmam-ı A’zam’ı bırakıp İmameyn’in kavline yahut İmameyn’den birinin kavline yahut daha başka bir müçtehidin kavline geçilmez/dönülmez. Bu, ancak müzâraa meselesinde olduğu gibi bir zaruret halinde caizdir. Ulema, “fetva İmameyn’in kavline göredir”, deseler bile, yine İmam A’zam’ın kavliyle amel olunur. Çünkü mezhebin sahibi odur, önce gelen imam odur. Hatta “el-Bahr”’da, “İmam-ı A’zam’ın kavliyle fetva vermek helal, hatta vaciptir, velev ki nereden alıp söylediği bilinmesin…” denilmektedir… (İbn-i Âbidîn, Mukaddime)