Mehdi (a.s)’ın yeryüzündeki Hâkimiyeti ve Savaşları kaç sene sürecektir?

SORU: Mehdi (a.s)’ın yeryüzündeki Hâkimiyetinin ve Savaşlarının müddeti ne kadar olacaktır?

CEVAP:

Mehdi (a.s)’ın mülkünün/hâkimiyetinin müddetinin/ne kadar olacağı hakkında muhtelif rivayetler gelmiştir. Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın) hâkimiyetinin (süresi) olanak üzere “5 veya 7 yahut 9 senedir…” (Bunu Tirmizî, İbn-i Mâce, Hâkim ve İbn-i Ebî Şeybe rivayet etmiştir…)

Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresi) “7 (senedir)…”

Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresi) “9 (senedir)…”

Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresi) “şayet (hâkimiyeti) az sürerse 5 (sene devam eder), çok sürerse 9 (sene devam eder)…

Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresi) “19 sene ve aylardır…”

Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresi) “20 (senedir)…”

Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresi) “24 (senedir)…”

Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresi) “30 (senedir)…”

Bazı rivayetlerde (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresi) “40 (sene) olup (bu 40 senenin) 9 senesi Rumlarla güvenlik anlaşması/sulh yaptığı (dönemdir)…”

İbn-i Hacer “el-Kavlu’l-Muhtasar” isimli eserinde şöyle demiştir: “(Yukarıda Mehdi (a.s)’ın mülkünün/hâkimiyetinin süresi) hususundaki rivayetlerin hepsinin sahih olduğu takdir edilirse bunları cem eylemek/bir araya toplamak şöylece mümkün olur: (Mehdi a.s)’ın mülkünün/hâkimiyetinin zuhuru ve kuvvet (bulma süreleri) değişkenlik arzetmektedir. (Buna göre hâkimiyeti hususunda yukarıda zikredilen) en uzun müddet hâkimiyet süresinin tamamı itibariyledir, en azı (Mehdi a.s)’ın ortaya çıkışı/zuhuru itibariyledir, orta müddet ise (hâkimiyetinin) ortası itibariyledir…”

(Ben yani müellif) derim ki: “Birçok vucuh/yön (İbn-i Hacer)’in bu söylediğine delalet etmektedir:

1- (Rasûlullah s.a.v) ümmetine ve hassaten Ehl-i Beyti’ne birçok müjdeler vermiştir ve onların başına gelen zulüm ve haksızlıklara mukabil/karşılık Allah (c.c)’nun onlara adalet ve doğruluk bahşedeceğini (bildirmiştir). Allah (c.c)’nun keremine layık olan da (zikredilen bu) adalet (ve doğruluğun sağlanacağı) müddetin, (ümmetin) zulüm ve fitneleri unutabilecekleri (uzun) bir (müddet) olmasıdır ki 7 ve 9 sene ise bunun için azdır…

2- Zülkarneyn ve Süleyman (aleyhimesselam)’ın bütün dünyayı fethettikleri gibi (Mehdi a.s) da bütün dünyayı fetheder ve bazı rivayetlerde olduğu gibi (yeryüzünün) her köşesine girer (ayak basmadığı bir yer kalmaz), bütün memleketlerde mescitler inşa eder ve (en son) Beyt-i Makdis’e (Mescid-i Aksâ’ya) gelir (ve kalır). Hiç şüphe yok ki 9 sene ve daha aşağısı (bir müddet), dünyanın dörtte birini veya beşte birini sadece seyahat amacıyla gezip dolaşmak için bile yeterli değildir. Kaldı ki cihat etmek, askerlerin teçhizi/hazırlığı, ordunun tertip/düzen/disiplini, mescitler inşa etmek ve benzeri diğer şeyler yaparak (bütün dünyayı bu sürede dolaşmak mümkün değildir)…

3- Varit olmuştur ki “(Mehdi a.s)’ın sîretinde” de geçtiği üzere, ömürler O’nun zamanında uzar. (Ömürlerin uzaması, hâkimiyetinin müddetinin) de uzunluğunu gerektirir. Aksi halde (yani hâkimiyetinin müddetinin uzun olacağını düşünmez isek ömürlerin O’nun zamanında) uzamasının bir manası olmaz. 9 veya daha aşağı bir müddet ise uzun sayılacak bir müddet değildir…

4- (Mehdi a.s) Rumlarla/Batılılarla 9 sene güvenlik anlaşması/sulh yapar, Kostantiniyye’de/Roma’da 1 sene ikamet eder, “Kâtı’” şehrinde (âlimlere göre Amerika’da) 7 sene ikamet eder ve bu ikamet süresince (Kostantiniyye ve Kâtı’ şehrine) iki defa gidip gelmek seneler alır. (Keza Mehdi a.s)’ın Süfyani ile savaş müddeti ki Süfyani (Mehdi a.s)’a (biat ettikten) 3 sene sonra biatını bozacaktır (yani savaş da bundan başlayacaktır), Hindistan’ı diğer bütün memleketleri/devletleri fethetmesi çok seneler alacaktır. Bu (hadislerin) hepsi de rivayetlerde zikredilmiştir. Bunların hepsinin meydana gelmesi ise 9 seneden çok daha fazla bir süre alacaktır…

O Halde Bu Durumda (Sonuç Olarak) Şöyle Deriz:

a) (Mehdi a.s)’ın (mülkünün/hâkimiyetinin süresinin) 7 sene ile tahdit edilmesi (sınırlandırılması), bütün dünyayı istila edip hâkimiyeti altına (aldıktan sonraki) müddet itibariyledir. Buna göre (Mehdi a.s’ın hâkimiyetinin süresini 7 sene olarak bildiren) hadis-i şerifin manası şöyle olur; “(Mehdi a.s) yeryüzünün tamamına tam/kâmil bir hâkimiyetle hâkim olur…” Bu durum ise “Kâtı’” şehrini (âlimlere göre Amerika’yı) fethettikten sonradır…

b) (Mehdi a.s’ın mülkünün/hâkimiyetinin süresinin) 9 (sene ile tahdit edilmesi, sınırlandırılması), Kostantiniyye’yi/Roma’yı fethetmesi müddeti itibariyledir…

c) (Mehdi a.s’ın mülkünün/hâkimiyetinin süresinin) 19 (sene ile tahdit edilmesi, sınırlandırılması), Süfyani ile savaşması, bütün Ehl-i İslam’ın itaatine girmesi müddeti itibariyledir. (Mehdi a.s) Rumlarla 9 sene güvenlik anlaşması/sulh yapar. (Bu anlaşma bozulduktan sonra) onlarla savaşmakla meşgul olup onları hâkimiyeti altına almasının süresi 10 sene kadar bir zamandır ki -sayının 10 olması küsuratı tam bir sayıya tamamlama babındandır-, (diğer rivayete göre bu süre 20 sene olup 20 sene denilmesi de sayının küsuratını tam bir sayıya tamamlama babındandır)… 24 sene, (Mehdi a.s)’ın Şam’a gitmesi ve Süfyani’nin O’na biat etmesi itibariyledir… 30 sene, (Mehdi a.s)’ın Mekke’den çıkması ve Hicaz’ı istila etmesi/hâkimiyeti altına alması itibariyledir… 40 sene, toplamda mülkü/hâkimiyeti itibariyle olup şunları kapsamaktadır; ilkönce Tâif’te ortaya çıkması ve Mekke Emiriyle savaşması, sonra bunun ardından gaybet’i/ortadan kaybolması, (sonra) Horasanlı Hâşimî’nin ortaya çıkması ve boynunda kılıcı 72 ay taşımasıdır…

Rivayetleri böylece cem eylemek/bir araya toplamak, rivayetlerden bazısını düşürmekten/ıskat etmekten daha iyidir. Hiç şüphe yoktur ki mümkün olduğunca rivayetleri cem eylemek/bir araya toplamak bazısını bazısına tercih etmekten daha önce gelir. Allah ve Rasûlu kendi muradlarını daha iyi bilirler… Buna binaen, (Mehdi a.s’ın hâkimiyet müddeti hususunda zikredilen) 9 sene ve daha aşağısı olan (rivayetler), İsa (a.s)’ın nüzulü/yeryüzüne inişi ve Deccali öldürmesinden (sonraki seneler hakkında) olmasına bir mani yoktur…

(el-İşâatü li-Eşrâti’s-Sâati, Müellif; Şerif, Seyyid Muhammed b. Rasûl el-Hüseynî el-Berzencî)