Sağlık… Katkılı Hazır Yiyecek ve İçecekler…
MARKETLERDEKİ BÜTÜN UZUN ÖMÜRLÜ GIDALAR; SAĞLIĞI, ÖZELLİKLE ÇOCUKLARIN SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR…
MARKETLERDEKİ BÜTÜN UZUN ÖMÜRLÜ GIDALAR; METABOLİZMAYI, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ VE GENETİĞİ CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLER, BİRİKİNTİ VE DAMAR TIKANIKLIKLARINA NEDEN OLUR…
MARKETLERDEKİ BÜTÜN UZUN ÖMÜRLÜ GIDALAR; VİTAMİN VE PROTEİN ÜRETİMİNİ, VÜCUDUN SU ORANI VE SU TERKİBİNİ BOZAR YAŞLANMAYI HIZLANDIRIR, ALERJİ VE ÇEŞİTLİ HASTALIKLARI GETİRİR…
MARKETLERDEKİ UZUN ÖMÜRLÜ GIDALAR NEDENİYLE 10-12 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU ARTIK KÜÇÜK BİRER İHTİYAR GİBİDİR…
DÜNYA GIDA ENDÜSTRİSİNDE BİNLERCE ÇEŞİT VE MİLYONLARCA TON KATKI MADDESİ KULLANILMAKTADIR…
YİYECEK ENDÜSTRİSİ, KULLANILAN KATKI MADDELERİNDEN, SADECE KENDİ KATTIĞI MADDELERİ AMBALAJ ÜZERİNDE BELİRTMEK ZORUNDADIR…
MARKETLERDEKİ TAMAMEN KATKI MADDELERİNDEN OLUŞAN, AMBALAJLI ŞEKER, SAKIZ GİBİ 10 CM2’DEN KÜÇÜK ÜRÜNLERDE KATKI MADDELERİ BELİRTİLMEK ZORUNDA DEĞİLDİR…
AÇIK SATILAN ZEYTİN, ET, PEYNİR, EKMEK, BAHARAT, BAKLAGİLLER, TAHIL, KURU-YEMİŞ TAZE MEYVE VE SEBZE GİBİ YİYECEKLERDE, LOKANTA VEYA PASTANELERDEKİ ÜRÜNLERDE KATKI MADDELERİNİ BELİRTME MECBURİYETİ YOKTUR…
2,5 GR’LIK KÜÇÜCÜK BİR SAKIZ EN AZ 34 TANE KATKI MADDESİ İÇERİR…
Detaylar…
Marketlerdeki bütün uzun ömürlü ürünler, sağlığı, özellikle çocukların sağlığını tehdit etmektedir. Bu gıdalar metabolizmayı, bağışıklık sistemini ve genetiği ciddi şekilde etkiler, sindirilemediği için birikinti ve damar tıkanıklıklarına neden olur. Vitamin ve protein üretimini, su yapısını, vücudun su oranı ve su terkibini bozarak, yaşlanmayı hızlandırır, alerjilere ve çeşitli hastalıklara sebep olur…
Bu faktörleri göz önünde bulundurarak diyebiliriz ki, 10-12 yaş grubu çocukların büyük çoğunluğu artık, bu gıdaların bağışıklık sisteminde, beyinde ve üreme organlarında oluşturduğu tahribatlar sonucu, şimdiden küçük birer ihtiyar gibidir…
Dünya gıda endüstrisinde, binlerce çeşit ve milyonlarca ton katkı maddesi kullanılmaktadır. Hazır gıda kullanmakta sakınca görmeyen biri her gün yaklaşık 2000 çeşit yapay katkı maddesi tüketmektedir (ki bunlar) tatlandırıcı, tat verici, kıvam koruyucu, kıvam artırıcı, renklendirici, renk koruyucu, beyazlatıcı, bozulmayı önleyici, nem tutucu, boya, aroma, vs…
Yiyecek endüstrisi, kullanılan katkı maddelerini ambalaj üzerinde belirtmek zorundadır. Fakat bu zorunluluk, üreticinin sadece kendi kattığı maddelere mahsustur. Mesela, bir fırın, ürettiği bir üründe su, maya, tuz, yağ, yumurta ve şeker gibi kullandığı malzemeyi belirtmek zorundadır, fakat bunların içerdiği katkı maddelerini belirtmek zorunda değildir. Bununla birlikte, katkı maddelerinin üretim metodunu da belirtmek zorunda değildir. Tamamen katkı maddelerinden oluşan, şeker, sakız gibi 10 cm2’den küçük, ambalajlı ürünleri üretenler de katkı maddelerini belirtmek zorunda değildir. Zeytin, et, peynir, ekmek, baharat, baklagiller, tahıl, kuruyemiş taze meyve ve sebze gibi açık satılan yiyeceklerde, lokanta veya pastanelerdeki ürünlerde de katkı maddelerini belirtme mecburiyeti yoktur…
Örnek olarak en yaygın kullanılan basit bir SAKIZIN İÇİNDEKİLERE BAKALIM:
1- Sakız mayası: Sakızın ana maddesidir. Ambalajda belirtilmeyen, sakız mayasının içindekiler şunlardır: Kauçuk, vaks, antioksidan, elastomer, reçine, venil polimer, parafin ve katkı maddeleri (ki katkı maddelerinin sayısı ve türü belirtilmemiştir)…
2- Tatlandırıcılar (7 tane): Doğal olmadığı için bunların tamamı sindirimi bozar, alerjilere yol açar, diyabete zemin hazırlar. Ayrıca her birinin özel zararları da vardır…
3- Doğala özdeş aromalar (3 tane): Rekombinant-DNA ve nanoteknoloji yöntemiyle üretilenler beden-ruh dengesini ve hormonal dengeyi etkiler…
4- Cliserol (Nem tutucu): Büyük ihtimalle domuz ürünüdür. Mezbaha atıklarından da elde edilebilir…
5- Lesitin (Emülgatör): Büyük oranda domuz ürünüdür. Bitkisel olanda “soya lesitini” yazar, ancak bu da genetiği değiştirilmiş soyadan elde edilir…
6- Parlatıcılar (2 tane): Biri, “şellak”’tır ki genetiği değiştirilmiş bir tür bitten elde edilir. Alerjilere ve beklenmeyen yan etkilere yol açabilir… Diğeri “karnauba mumu”’dur. Aslında kâğıtçılık ve mobilyacılık gibi sanayilerde kullanılan sentetik bir mumdur… Her ikisi de birçok ülkede yasaklanmıştır…
7- Titanyumdioksit, E171: Renklendirici ve nem tutucudur…
Gördüğünüz gibi 2,5 gr’lık küçücük bir sakız en az 34 tane katkı maddesi içerir. En az diyoruz çünkü her bir katkı maddesinin 2-7 tane kendi koruyucu, renklendirici, nem tutucu katkıları vardır. Sakızın üzerinde “laksatif etki (ishal) yapabilir” ve “sakızdır, yutmayınız” uyarıları yer alır. Çocukların bu uyarıyı anlaması beklenemez ve küçük çocukların hepsi sakızı yutar!
Katkı maddelerini savunanlar “katkı maddelerinin içinde zararsız hatta faydalı olanlar vardır” diyebilirler. Birkaç yıl öncesine kadar bu doğru olabilirdi, ancak bugün katkı maddeleri farklı malzemelerden, farklı teknoloji ve yöntemlerle elde edilmektedir. Üretim metodlarının, içeriğinin ve kaynaklarının, güvenli, tehlikeli veya şüpheli olup olmadığının belirlenmesi kesinlikle mümkün değildir… Örneğin, Karoten (E160) doğal A vitamini kaynağıdır ve doğal bitki pigmentlerinden, Betanin (E162) ise kırmızı pancardan elde edilebilir. 40 yıl önce doğal bitkilerden elde edilen bu katkı maddelerinin üretim şekli değiştiği halde hâlâ “güvenilir” sınıfında yer almaya devam etmektedir. Bu katkı maddeleri, artık rekombinanat-DNA yöntemiyle elde edilmektedir ve “tehlikeli” hale gelmiştir…
Ürün ambalajlı veya ambalajsız olsun, ambalaj üzerinde içindekiler belirtilsin veya belirtilmesin, üründe kullanılan katkı maddelerinin gerçek sayılarını ve kaynaklarını tespit etmek mümkün değildir… Aidin Salih /Gerçek Tıp