E951, çikolata, et ürünleri, ketçap, soslar, gazozlar, şekerlemeler, ilaçlar, diyet yiyecek-içeceklerde ve pastanelerde şeker yerine kullanılır… E951, kronik yorgunluk, döküntü, bayılma, kas ağrıları, göz kapakları dudaklar eller ve ayaklarda şişme, eklem ağrıları, bulantı, çarpıntı, şişmanlık, baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, depresyon, hafıza kaybı, epileptik nöbetler, beyinsel özürler, üreme organlarında sorunlar, duyma yetisinin zayıflaması veya kaybı, ağır karaciğer ve böbrek patolojilerine, beyin tümörü, skleroz, epilepsi, parkinson, alzheimer, zihinsel gerilik ve diyabete neden olur; sperm ve yumurtaları zehirler ve mutasyona uğratır, hamilelikte doğrudan ceninin gelişimini etkiler…

Sağlık… E951 Aspartam, Tatlandırıcı… En Yaygın Kullanılan Katkı Maddeleri… 

E951, ÇİKOLATA, ET ÜRÜNLERİ, KETÇAP, SOSLAR, GAZOZLAR, ŞEKERLEMELER, İLAÇLAR, DİYET YİYECEK-İÇECEKLERDE VE PASTANELERDE ŞEKER YERİNE KULLANILIR…

E951, ŞEKERDEN 180-200 KAT DAHA TATLI BİR SENTETİK TATLANDIRICIDIR…

E951, KRONİK YORGUNLUK, DÖKÜNTÜ, BAYILMA, KAS AĞRILARI, GÖZ KAPAKLARINDA DUDAKLARDA ELLERDE VE AYAKLARDA ŞİŞME, EKLEM AĞRILARI, BULANTI, ÇARPINTI, ŞİŞMANLIK, BAŞ AĞRISI, BAŞ DÖNMESİ, HUZURSUZLUK, DEPRESYON, HAFIZA KAYBI, EPİLEPTİK NÖBETLER, BEYİNSEL ÖZÜRLER, ÜREME ORGANLARINDA SORUNLAR, DUYMA YETİSİNİN ZAYIFLAMASI VEYA KAYBI, AĞIR KARACİĞER VE BÖBREK PATOLOJİLERİNE NEDEN OLUR…

E951, BEYİN TÜMÖRÜ, SKLEROZ, EPİLEPSİ, PARKİNSON, ALZHEİMER, ZİHİNSEL GERİLİK VE DİYABETE NEDEN OLUR…

E951, SPERM VE YUMURTALARI ZEHİRLER VE MUTASYONA UĞRATIR…

E951, HAMİLELİKTE DOĞRUDAN CENİNİN GELİŞİMİNİ ETKİLER…

E951 KULLANILAN HAZIR ÜRÜNLERLE İNSANLAR RUHSAL VE FİZİKSEL OLARAK ONA BAĞIMLI HALE GELİRLER…

E951 BAĞIMLISI İNSANLAR ÇİKOLATA YEMEDEN VEYA E951 İÇEREN BİR İÇECEK İÇMEDEN ZİHİNSEL ÇALIŞMA YAPAMAZLAR…

E951, HAFIZA, ÖĞRENME VE DÜŞÜNME KAPASİTESİNİ DOĞRUDAN ETKİLER…

E951 İLE CİNSEL DÜRTÜLERİ YÖNETEN HORMON MEYDANA GELİR, ÂŞIK OLMA DUYGUSUNU TETİKLER…

E951’İ YASAKLAYAN VEYA KULLANIMINA SINIR KOYAN ÜLKELERDE, KISIRLIK DOĞUM KUSURLARI, GELİŞME ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARDA ZİHİNSEL VE RUHSAL PROBLEMLERİN ORANI HIZLA AZALMAKTADIR…

Detaylar…

Aspartam, en yaygın kullanılan, şekerden 180-200 kat daha tatlı bir sentetik tatlandırıcıdır. Rekombinant-DNA yöntemi ile elde edilir. Çikolata, et ürünleri, ketçap, soslar, gazozlar, şekerlemeler, ilaçlar, diyet yiyecek ve içeceklerde ve pastanelerde şeker yerine kullanılır. Gıda sektöründe değişik isimlerle, ancak en çok Aspartam, Fenilalanin ya da Surel diye adlandırılır ve etiketlerde bu şekilde yer alır. Çoğu zaman sakarin veya siklamat ile de karıştırılarak kullanılır. Bu karışımlara Alfasfit, Aspamiks, Aspasvit, Svitli, Aspartin, Evrosvit vs. adı verilir. Aspartam içeren tatlandırıcılar etikette sadece “tatlandırıcı” olarak da bildirilebilir. Aspartamın % 60’nı “fenilalanin” oluşturur

Fenilalanin tüm biyokimyasal süreçlerde ve protein üretiminde yer alan en önemli aminoasitlerden biridir. İnsan bedeni her fenilalanine ihtiyaç duyar. Sentetik fenilalanin yapı olarak doğalına göre çok daha aktif olduğundan doğal fenilalanin yerine geçer, onun bütün fonksiyonlarını üstlenir. Böylece hazır ürünlerle sentetik fenilalanin alanlar ruhsal ve fiziksel olarak ona bağımlı hale gelir

Ruhsal bağımlılık: Fenilalanin, vücutta tirozin aminoasidine dönüşür, tirozinden ise ruh halini ve ağrı hislerini yöneten dopamin ve noradrenalin üretilir. Bu da sentetik fenilananin kullanan kişide ruhsal bağımlılığa neden olur. Ayrıca fenilalaninden cinsel dürtüleri yöneten feniletilamin meydana gelir ve âşık olma duygusunu tetikler. Fenilalaninden üretilen hormonlar fikir üretimi sürecinde etkin rol oynadığından hafıza, öğrenme ve düşünme kapasitesi de doğrudan etkilenir. Bu yüzden aspartam bağımlısı insanlar çikolata yemeden veya aspartamlı bir içecek içmeden zihinsel çalışma yapamazlar...

Fiziksel bağımlılık: Aspartamda bulunan sentetik fenilalanin etkin olarak metabolizmaya dâhil olur, pankreas, karaciğer, tiroid bezi ve bobreküstü bezinin hormon üretimine katılır. En önemli tiroid hormonlarından olan tiroksin ile pankreas hormonu olan insülin fenilalanin vasıtasıyla üretilir ve metabolizma atıklarının böbrek ve karaciğer yoluyla atılması fenilalanin vasıtasıyla sağlanır. Kısacası fenilalanin vücudun en önemli fonksiyonlarının tümünü kontrol eder ve böylece sentetik fenilalanin kullanan kişi ona tamamen bağımlı hale gelir. Vücutta sentetik fenilalaninin dönüşüm döngüsü bozulduğunda (ki bağışıklık sistemi tamamen çökene kadar sürekli olarak bozulacaktır) vücudun tüm dokularında özellikle beyin ve üreme organ dokularında bu maddenin kendisi ve toksik atıkları birikir. Birikim yerlerindeki dokuların hücreleri ve sentetik fenilalaninin iştirak ettiği tüm süreçler tahrip olur. O zaman, kronik sentetik fenilalanin zehirlenmesi belirtileri ortaya çıkar (ki bunlar); kronik yorgunluk, döküntü, bayılma, kas ağrıları, göz kapaklarında, dudaklarda, ellerde ve ayaklarda şişme, eklem ağrıları, bulantı, çarpıntı, anksiyete, şişmanlık, baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, depresyon, tiroid ve norolojik rahatsızlıklar, hafıza kaybı, spazm, epileptik nöbetler, beyinsel özürler, üreme organlarında sorunlar, duyma yetisinin zayıflaması veya kaybı, ağır karaciğer ve böbrek patolojileri… Aspartamın beyin tümörü, skleroz, epilepsi, parkinson, alzheimer, zihinsel gerilik ve diyabete neden olduğu saptanmıştır… Sentetik fenilalanin sperm ve yumurtaları zehirler ve mutasyona uğratır… Aspartam hamilelikte doğrudan ceninin gelişimini etkiler, kullanılan miktarın çok az olması veya uzun zaman önce kullanılmış olmasının önemi yoktur…

Aspartamı yasaklayan veya kullanımına sınır koyan ülkelerde, kısırlık doğum kusurları, gelişme çağındaki çocuklarda zihinsel ve ruhsal problemlerin oranı hızla azalmakta. Türkiye de ise aynı hızla artmaktadır…

Gıdalarda, hayvan yemlerinde veya tedavi amacıyla dünyada her yıl 2 milyon tondan fazla üretilen sentetik aminoasitlerde en büyük oranı fenilalanin ve glutamik asit oluşturur… Aidin Salih /Gerçek Tıp

 

Gıdalarda katkı maddesi kullanımı yıkıcı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunların bazıları şunlardır:

Sindirim sisteminin bozulması, kronik toksik hepatit, böbrek ve böbreküstü bezi hastalıkları üreme organlarında bozulmalar, kısırlık, endometriozis, vajinismus, kistler, kanser, diyabet, tiroid rahatsızlıkları, havale, hiperaktivite, davranış bozukluğu, otizm, baş dönmesi, baş ağrısı, depresyon, alzheimer, parkinson, MS, düşük tansiyon, yüksek tansiyon, titreme, alerjik kaşıntılar, egzama, astım ve aşırı duyarlılık…

Katkı maddeleri üzerine pek çok ülkede yapılan araştırma sonuçları dehşet vericidir. Ancak bu ürpertici gerçeğe rağmen, üretici firmaların ve parayı elinde tutanların karşısında, sesini yükseltecek, yorum yapacak veya kampanya başlatacak bir topluluk veya kamuoyu oluşabilmiş değildir… Aidin Salih /Gerçek Tıp