SORU: Maden ve definelerden yani rikâz’dan ne kadar öşür/zekât alınır? Bunları bulan kişi veya bunların bulunduğu yerin sahibi, maden ve defineden ne kadar pay alır ve ne kadarını devlete verir?
CEVAP:
a) Maden (yani akıcı (mâî) olmayan ve ateşte yumuşamayan/erimeyen madenler) ve definelerden beşte bir alınır…
(Bu hususta Ebû Hanife ile İmameyn arasında ihtilaf bulunmakta olup, Ebû Hanife; -akıcı (mâî) olmayan ve ateşte yumuşamayan/erimeyen- madenler ile define ve keza kişinin kendi evi ile kendi arazisi arasında ayırıma gitmiş olup bu durum aşağıda geldiği gibidir):
Şayet madeni, kendi dükkânında veya evinde bulursa, Ebû Hanife’ye göre (devlete) hiçbir şey vermesi lazım gelmez. İmameyn’e göre ise (devlete) beşte bir vermesi gerekir…
Şayet madeni, kendi arazisinde bulursa, Ebû Hanife’den bu hususta iki rivayet bulunup, bir rivayete göre (devlete) beşte bir vermesi gerekir, ikinci rivayete göre ise bir şey vermesi gerekmez. İmameyn’e göre ise (devlete) beşte bir vermesi gerekir…
b) Şayet bulduğu şey define ise, ister kendi evinde ve arazisinde, ister başka yerde bulmuş olsun, üç imama göre de (devlete) beşte bir vermesi gerekir…
Kısaca, Ebû Hanife, hem maden ile define arasında, hem de kişinin kendi arazisi ile dağlık alan; mübah olan arazi ile sahipli arazi arasında fark görmüştür. İmameyn ise bunların arasında fark görmeyip, yukarıda zikredilen bütün durumlarda beşte bir vermenin vacip olduğunu zikretmişlerdir. Şöyle ki, eğer arazi bir kimsenin mülkü ise, -akıcı (mâî) olmayan ve ateşte yumuşamayan/erimeyen- madenler ile definden beşte bir’in geri kalanı mülk sahibinindir, şayet arazi dağ ve kırlık alan ise -akıcı (mâî) olmayan ve ateşte yumuşamayan/erimeyen- madenler ile define beşte bir’den geri kalan, maden veya defineyi bulanındır… (İbn-i Âbidîn, Zekât Bahsi)