Leasing – Finansal Kiralama caiz midir?

SORU:  “Leasing” yani “Finansal Kiralama” nedir? Finansal Kiralama (Leasing) dinen caiz midir?

CEVAP:

1- Finansal kiralama (leasing) nedir?

“Leasing”’in (finansal kiralama’nın) günümüzdeki yapılan şekliyle tarifi şöyledir: Bir yatırım malının mülkiyeti “leasing” şirketinde kalarak, belirlenen kiralar karşılığında kullanım hakkının kiracıya verilmesi ve sözleşmede belirtilen süre sonunda mülkiyetin sembolik bir bedelle kiracıya geçmesini sağlayan bir finansman yöntemidir…

 

2- Finansal kiralama (leasing) dinen caiz midir?

“Leasing” sistemi, zamanımıza ait yeni bir finansal sistem olduğundan, muasır din adamlarınca hükmü hakkında ihtilaf edilmiştir. Bu hususta üç görüş bulunmaktadır:

1- “Mutlak caiz” diyenler.

2- “Mutlak haram” diyenler.

3- “Şartlı caiz” diyenler.

 

A- Leasing Mutlak Caizdir…

Leasing sistemi ile bir malı satın almak caizdir. Çünkü;

a) Leasing sistemi bir akittir ve akitlerde de asıl olan (şer’an bir mani olmadığı müddetçe aslı üzere olması yani) caiz olmasıdır…

b) Bu akit hiç bir hadis veya ayete aykırı değildir…

c) Bu akit hiç bir şer’î kaideye ters düşmemiştir…

d) Bu tür bir finansman sağlama yöntemiyle satın almaya olan ihtiyaç ortadadır. Çünkü insanların finansman bulma sıkıntısı vardır. Müslümanların sorunlarına da şer’i dairede çare bulunmalıdır…

e) Bu akdin fıkıhtaki karşılığını rehin/ipotek ile birlikte satış olarak değerlendirebiliriz. Satılan mal rehin olur. Müşteri borcunu ödemekten aciz kalınca da satıcının malı geri alma hakkı doğar. Yukarıdan da anlaşılacağı üzere bu akdin caiz olmamasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır…

 

B- Leasing Mutlak Haramdır…

Leasing sistemi ile yapılan akit aşağıdaki sebeplerden dolayı şer’an caiz değildir…

a) Leasing sistemi kira ve satış olmak üzere iki akit içermektedir. Leasing, iki ayrı akit olan kira ve satış akitlerini aynı malın üzerinde bir akitte toplamıştır. Bu ise şer’an (hadis ile) nehyedilip yasaklanmış olan bir husustur…

Bu söylediğimizin açılımı şöyledir: Satış ve kira akitleri birbirlerine münafidir. Şöyle ki; satış akdi, malın menfaatleriyle birlikte mülkiyetinin müşteriye geçmesini gerektirir. Satış akdi yapılıp malın mülkiyeti müşteriye geçince de kira sözleşmesi caiz olmaz, çünkü mal müşterinindir. Kira akdi ise, malın sadece menfaatinin müşteriye intikalini gerektirir. Satış akdinde, malın kendisi ve menfaati müşterinin üzerine zimmetlidir. Malın kendisi veya menfaati telef olursa müşteri bu hususlarda satıcıdan bir tazminat talep edemez. Kira akdinde ise, kiralanan mal, kiraya verenin sorumluluğundadır. Malın kendisi veya menfaati telef olursa satıcının üzerinedir. Ancak kiracının ihmali ve ondan kaynaklanan bir kusurdan dolayı telef olmuşsa bu durumda malı kiracı tazmin eder…

b) Leasing sisteminde malın bedeli, senelik veya aylık taksitler şeklinde tahsil edilir. Satıcı kendini her yönden garantiye almak için bu ödenen miktarı kira olarak addeder. Böylece müşterinin bu malı satması da mümkün olmaz…

Bunun örneği şöyledir: Leasing yoluyla alınan malın kıymeti 50 bin lira olup, piyasadaki aylık normal kirası da 1000 lira olduğu halde, aylık 2000 lira kira ödenmesi takdir edilir ki taksitler bittiğinde malın bedeli tamamen tahsil edilebilmiş olsun. Aylık verilen bu kira, hakikatte alınan malın bir taksitidir. Bu sebepledir ki mesela son taksiti ödeyemezse, o kimsenin elinden mal geri alınır. Çünkü o kimse kiracı konumundadır. Kiracı olarak maldan istifade ettiği için ödediği fazla parayı da geri alamaz. Bu ise açıkça bir zülümdür. Çünkü – kiracı, akdin aslı satış akdi olduğundan piyasa değerinden fazla kira ödemektedir. Tâ ki alınan her bir kira malın bir taksitine denk olsun. – Kiracı, sonunda kendisinin olacağı bir malı, anlaşma kira anlaşması olduğu için bir başkasına satamamaktadır. – Kiracı bir taksiti ödeyemediği takdirde, malı elinden alınmakla birlikte kiradaki ziyade ödediği miktar da geri verilmemektedir…

c) Leasing sisteminde, kiracıdan ön ödeme (peşinat) alınmaktadır. Bu peşinatı almayı mal sahibi kendisi için bir hak olarak görmektedir. Hâlbuki ödenen bu peşinat, zamanı geldiğinde kiranın ödenmesi için ne bir teminat, ne de peşin bir kira değildir ki mal sahibinin almaya hakkı olsun. Bu peşinattan da anlaşılıyor ki bu akit kira akdi adı altında yapılmış gizli bir satış akdidir. Eğer bu bir kira akdi olsaydı mal sahibi bu peşinatı almaya kendisini hak sahibi olarak görmezdi. Buradan hareketle, eğer aslında bu bir satış akdi ise satış akdinin hükümleri uygulanıp, kira akdi libası çıkarılması gerekirdi. Ama durum böyle değildir…

d) Leasing sistemi, kiralanan malın sigortasını, kiracının yapmasını gerektirmektedir. Hâlbuki malın sigortalı olması mal sahibinin maslahatı için olup, sigortayı mal sahibinin yaptırması gerekir. Kira akdinde ise mal, kiracının elinde emanet olup, kiracı kira müddetince malın muhafazasını sağlar. O halde mal, hem kiracının elinde kira yoluyla emanet olmakta ve hem de kiracı malın sigortasını yapmak zorunda bırakılmaktadır. Bu ise batıl bir şarttır. Böyle bir durumda sigortayı kiracı yaptırmış olsa dahi ödemelerini kiraya verenin yapması gerekmektedir…

e) Leasing sisteminde, kiraya verilen malın garantisi kiracının üzerine olmaktadır. Mal, kiracıdan kaynaklansın veya kaynaklanmasın herhangi bir sebepten dolayı telef olursa bunu kiracı tazmin etmektedir. Bu ise batıl bir şarttır. Çünkü (kira akdinde), kiralanan mal kiracıdan kaynaklanan bir sebepten dolayı telef olursa bunu kiracı tazmin eder, diğer hallerde ise tazmin mal sahibinedir. Çünkü mal, kira akdi ile kiracının elinde bir emanettir…

f) Leasing sisteminde kiracı, son bir ödeme yapmaktadır. Bu son ödeme, kira müddeti bitiminden sonra olup, malın mülkiyetinin kiracıya geçmesi için mal bedeli olarak sayılmaktadır. Bu ise sahih olmayan bir şarttır. Çünkü malın mülkiyetinin kiracıya geçmesi ve kiracının da mal bedeli olarak son bir ödeme yapmaya mecbur bırakılması ancak bir satış akdinin yapılmasından sonra olabilmektedir. Hâlbuki ortada sadece bir kira akdi var olup, satış akdi bulunmamaktadır. Böylece, yapılmamış bir akitle kiracıdan ödeme alınıp, mal teslim edilmektedir…

g) Leasing ve emsali akit türleri fakir kimselerin rahatlıkla borç almalarını sağlamış, birçoğunun zimmeti yüklü borçlarla meşgul hale gelmiştir. Hatta böyle bir durum borç verenlerin dahi iflasına sebebiyet vermiştir…

 

C- Leasing Şartlı Caizdir…

Leasing sistemiyle satın alma, bazı suretlerde haram olmakla birlikte bazı suretlerde ise şartlar yerine geldiği takdirde helal olmaktadır…

1- Leasing sistemini haram kılan yön; iki muhtelif akdin aynı anda ve aynı malın üzerinde vuku bulmasıdır.

2- Leasing sisteminin helal olması şu şartlar tahakkuk ettiği takdirdedir:

a) Müstakil iki akit (yani kira ve satış akdi) mevcut olup, bunlar ayrı ayrı zamanlarda yapılmalıdır. Öyle ki, ya satış akdi kira akdinden sonra fiilen yapılır veya kira akdinin bitiminde mülkiyetin müşteriye geçeceğine dair (resmi) vaat verilir…

b) Kira akdi hakikaten mevcut ve hükümleri fiilen icra edilmelidir. Kira akdi satış akdini gizleyen bir akit olmamalıdır…

(Kira akdinin sıhhatinin şartları kısaca; kiraya verenin ve kiralayanın bulunması, kiralanacak malın olması, malın kiraya verilmeye elverişli olması, kira miktarının belirli olması, kira süresinin belirli olması, kiralık maldan kira müddeti boyunca istifadenin mümkün olması, kiralanan malın kiracının elinde emanet sayılıp öyle ki kiracıdan kaynaklanan bir kusurdan dolayı malda meydana gelecek herhangi bir zararı kiracının karşılaması aksi halde bu zararın mal sahibine ait olmasıdır…)

c) Kiralanan malın tazmini, mal sahibi şirketin üzerine olmalıdır, kiracının üzerine olmamalıdır. Malın tazmini kiraya verenin üzerine olunca, kiracının ihmal ve kusurundan kaynaklanmayan herhangi bir zararı mal sahibi şirket karşılar. Böylece vuku bulan bir zarardan dolayı kiralanan maldan faydalanma imkânsız olursa, kiralayanın üzerine herhangi bir şey lazım gelmez…

d) Yapılan akit, kiralanan malın sigorta edilmesi şartını ihtiva ederse, sigorta masraflarını mal sahibi şirket üstlenmelidir. Kiracı sigorta masraflarından bir şey ödememelidir. Aynı şekilde yapılacak sigorta türünün “İslami yardımlaşma sandığı” üzere kurulu sigorta cinsinden olup, ticari kazanç maksatlı yapılan sigorta (yani günümüzde sigorta şirketlerinin yaptığı gibi) olmamalıdır…

e) Leasing’de yani kiracıya malın mülkiyetini vermekle sonlanan kira akdinde, kira müddeti boyunca, kira konusuna ait hükümler tatbik edilmelidir. Malın mülkiyetinin kiracıya geçme sürecinde ise alım-satım yani bey’ hükümleri tatbik edilmelidir…

f) Kira müddeti boyunca kullanımdan (yani kiracının malı kullanmasından) kaynaklanmayan bakım, onarım ve (garanti kapsamına giren arızalardaki) servis ücretini, malı kiraya veren mal sahibi şirket ödemelidir, kiralayan ödememelidir…

Bu görüşe göre leasing’in haram ve helal olan yapılış şekilleri olup, bunlardan bazıları şöyledir:

Caiz olmayan leasing suretlerinden bazısı:

1- Kiracının, sözleşmede belirlenen süre boyunca ödediği ücret karşılığında ve kira süresinin de bitmesiyle yeni bir akit yapılmaksızın malın mülkiyetine sahip olması. Öyle ki sürenin sona ermesiyle kira akdi kendiliğinden satış akdine dönüşmüş olur. Bu şekilde ki leasing caiz değildir…

2- Bir kimseye bir malı belirli bir süre, belirli bir ücret karşılığında kiraya verip, belirlenen sürede bütün borcunu ödemesine bağlı olarak da satış akdinin yapılmasıdır. veya satış akdinin borcun bittiği vakitten daha ileri bir vakitte yapılmasıdır. Bu şekildeki leasing de caiz değildir…

3- Kira sözleşmesi hakikati üzere yapılıp hükümleri icra edilir. Kira sözleşmesi ile birlikte, sürenin bitiminde icra edilecek bir satış akdi de yapılır ve bu akitte kiraya verene malı satıp satmama hususunda muhayyerlik verilir. Bu şekildeki leasing de caiz değildir…

Caiz olan leasing suretlerinden bazısı:

1- Belirlenen süre boyunca, belirli bir ücret karşılığında kiracının maldan istifade etmesini sağlayan bir kira akdi yapılır. Bununla beraber bütün ücretin tahsil edilmesine bağlı olarak da bir hibe akdi yapılır. Böylelikle ücretin tamamının tahsilinden sonra mal sahibinin kiracıya hibe etmesiyle malın mülkiyeti kiracıya geçer. Hibe akdi ya müstakil bir akitle olur veya ücretin tamamının tahsiline bağlı olarak hibe edileceğine dair (resmi) bir vaat vermekle olur…

2- Kira sözleşmesi boyunca ödenmesi gereken bütün taksitler ödendikten sonra, mal sahibi kiracıya piyasa değerine göre malı satın alma muhayyerliği verir…

3- Belirlenen süre boyunca, belirli bir ücret karşılığında kiracının maldan istifade etmesini sağlayan bir kira akdi yapılır. Bununla beraber bütün ücretin tahsil edilmesinden sonra, iki tarafın üzerinde uzlaşacağı bir fiyatla satış akdinin yapılacağı (resmi olarak) vaat edilir…

4- Belirlenen süre boyunca, belirli bir ücret karşılığında kiracının maldan istifade etmesini sağlayan bir kira akdi yapılır. Sonra mal sahibi kiracıya dilediği zaman malı satın alma muhayyerliğini verir. Ancak bu satış piyasa değerine göre ve satış akdinin yapıldığı vakit olur…

 

Tercih ettiğimiz görüş…

Leasing sistemi ile satın almanın haram yönleri bulunmaktadır. Ancak akitte yer alan haram yönler tashih edilerek leasing caiz hale dönüştürülebilmektedir. Bu şartları ise kısaca şöyle sıralayabiliriz:

1- Kira akdi hakikaten mevcut ve İslam Hukukuna göre hükümleri fiilen icra edilmelidir…

2- Kiracının ihmal ve kusurundan kaynaklanmayıp malda hâsıl olan herhangi bir zararı mal sahibi şirket karşılamalıdır…

3- Kiralanan malı sigorta etmek gerekirse, sigorta masraflarını mal sahibi şirket üstlenmelidir ve yapılacak sigorta şer’î bir sigorta olmalıdır…

4- Kiracının malı kullanmasından kaynaklanmayan bakım, onarım ve garanti kapsamına giren arızalardaki bakım ücretini, malı kiraya veren mal sahibi şirket ödemelidir…

5- Kira ve satış akdi birbirinden müstakil olup, bunlar ayrı ayrı zamanlarda yapılmalıdır…

6- Kira müddeti boyunca kira hükümleri tatbik edilmelidir. Malın mülkiyetinin kiracıya geçme sürecinde ise alım-satım yani bey’ hükümleri tatbik edilmelidir…

Yukarıda ki şartlar bulunup, mahzurlu yönler tashih edildiği takdirde “leasing” caizdir, bu tashih (düzeltme) yapılmadığı takdirde ise şer’an caiz değildir…