SORU: Kandilleri ihya etmek “Her bidat dalalettir” hadis-i şerifinin umumuna girer mi?
CEVAP:
Rasûlullah (s.a.v) zamanında olmayıp daha sonra meydana gelen işlere şöyle bakılır:
1- Rasûlullah (s.a.v)’den sonra din alanında ortaya çıkan yenilik, eğer iyi bir iş ise Müslim’in zikrettiği şu hadis-i şerifin zımnında değerlendirilir: “Her kim İslâm’da güzel bir çığır açarsa, o (çığırın) ecri ile kendisinden sonra o (çığırla) amel edenlerin ecirlerinden hiç bir şey noksan edilmemek şartıyla (hepsinin) sevapları kendine (yani o çığırı ilk açana) aittir…”
2- Rasûlullah (s.a.v)’den sonra din alanında ortaya çıkan yenilik kötü bir iş ise Müslim’in zikrettiği şu hadis-i şerifin zımnında değerlendirilir: “Her bidat dalalettir…”
O halde bidat ikiye ayrılır:
1- Bidat-ı hasene ki; övülen ve iyi bir çığır açan bidattir…
2- Bidat-ı seyyie ki; zemmedilen ve kötü bir çığır açan bidattir…
Buradan anlaşılıyor ki, kandil gecelerini ihya etmek caizdir. Çünkü kandiller iki husustan birinin zımnına girmektedir:
1- Kandiller, “güzel âdetler” kabilindendir…
2- Kandiller “bidat-ı hasene” kabilindendir…
Kandiller bu iki şıktan hangisinin zımnında ele alınırsa alınsın hükmü caizdir… Ayrıca bunların ihyasını nehyeden bir nas da (yani ayet veya hadis) yoktur… Asr-ı Saadet’te böyle bir iş varit olmamıştır, bu doğrudur, ancak bir şeyin terk edilmesi onun nehyedildiğine delil olmaz. Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde Abdullah b. Mesûd (r.a.)’den şöyle rivayet edilmiştir: “Müslümanların güzel gördükleri şey Allah’ın katında da güzeldir. Müslümanların çirkin gördükleri şey ise Allah’ın katında da çirkindir…” Kandil ve diğer mübarek gün ve geceler de Müslümanların güzel görüp ibadet ve taatle ihya ettikleri zaman dilimleridir… (İbn-i Âbidîn ve sair Hanefî kaynakları)