İslâm’da içki yasağı bir defa da mı yoksa tedricî olarak mı gelmiştir?

SORU: İslâm’da içki yasağı bir defa da değil, tedricî olarak yani 4 merhalede gelmiştir…

CEVAP:

İslâm’da içki yasağı birdenbire değil, tedricî olarak yani merhale ve aşamalar halinde gelmiştir. İslâm’ın ilk zuhur ettiği zamanda içki, toplumda çokça istihlâk ediliyordu. 13 yıllık Mekke devrinde içki yasağı mevzu bahis olmadı. Kesin olarak ise Medine devrinde Hicret’in 6. yılında yasaklanmıştır.

Bu durumu açıklayan Ebû Dâvûd’un rivayeti şöyledir: “Mekke’de ‘Hurma ağaçlarının meyvesinden ve üzümlerden içki ve güzel bir rızık edinirsiniz’ (Nahl, 16/67) ayeti nazil oldu. Müslümanlar o sırada içki içiyorlardı ve içki de onlara helâl idi. Sonra Hz. Ömer, Muâz ve bir grup Sahâbe, Rasûlullah (s.a.v)’e, ‘Ya Rasûlallah! Bize içkinin hükmünü söyle. Çünkü içki, bizim aklımızı gideriyor, malımızı tüketiyor’ dediler. Bunun üzerine; ‘de ki: Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için bazı faydalar vardır’ (Bakara, 2/219) ayeti nazil oldu. Bu ayet nazil olunca, bazı Müslümanlar içki içmeye devam etti, bir kısmı ise içkiyi bıraktı. Sonra Abdurrahman b. Avf, bir grup Müslümanı yemeğe davet etti. Yemek sırasında onlar içki içip sarhoş oldular. Bir kısmı namaza kalktı ve namazda, Kâfirûn sûresini, ‘de ki: Ey kâfirler, ben sizin taptıklarınıza taparım!’ şeklinde okudu. Bu hadise üzeri-ne, ‘Ey iman edenler, sarhoş olduğunuz durumda namaza yaklaşmayın’ (Nisâ, 4/43) ayeti nazil oldu. Bu ayet nazil olunca, içki içenlerin sayısı azaldı. Sonra, içlerinde Sa’d b. Ebî Vakkas’ın bulunduğu bir grup Ensâr, yemek yemek için bir araya geldiler. İçki içip sarhoş olunca, karşılıklı olarak övünmeye ve şiirler okumaya başladılar. Bu sırada Sa’d b. Ebî Vakkas, içinde Ensâr’ın hicvedildiği bir şiir okudu. Bunun üzerine Ensâr’dan birisi devenin çene kemiğiyle ona vurdu ve başında büyük bir yara açtı. Bunun üzerine Sa’d da onu Rasûlullah (s.a.v)’e şikâyet etti. Hadiseden dolayı Hz. Ömer; ‘Allah’ım, bize içki hakkında, sıkıntımızı giderecek bir açıklama gönder!’ dedi. Bunun üzerine, ‘İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları, ancak şeytanın ameli olan birer pisliktirler. Bundan kaçınınız ki, felaha eresiniz. Şeytan, içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık, vazgeçersiniz değil mi?’ (Mâide, 5/90-91) ayeti nazil oldu. Bu âyet inince Hz. Ömer, ‘Vazgeçtik Ya Rabbi!’ demiştir.

Bu rivayetten anlaşılacağı üzere içki 4 merhalede haram kılınmış ve bu hususta da 4 ayrı ayet inmiş olup bu ayetler sırasıyla şunlardır:

1- “Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem sekr veren (sarhoş edici) bir içecek, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır.” (Nahl, 16/67)

2- “Ey Habîbim! Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. de ki: Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahirî) yararlar (menfaatler) vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür.” (Bakara, 2/219)

3- “Ey iman edenler! Sarhoş bir vaziyetteyseniz, ne söylediğinizi bilebilecek hâle gelinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisâ, 4/43)

4- “Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. İçki ve kumarda şeytan ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” (Mâide, 5/90-91) (Âyâtu’l-Ahkâm, Kütübü’s-Sitte, hadis ve Hanefi fıkhı kitapları)