“Hünsâ” kime denilir? “Hünsâ”nın ergenlikten önce erkek veya kadın olduğuna nasıl karar verilir? “Hünsâ”nın ergenlikte erkek veya kadın olduğuna nasıl karar verilir? “Hünsây-i müşkil” kime denilir ve hükümleri nelerdir?

SORU: “Hünsâ” kime denilir? “Hünsâ”nın ergenlikten önce erkek veya kadın olduğuna nasıl karar verilir? “Hünsâ”nın ergenlikte erkek veya kadın olduğuna nasıl karar verilir? “Hünsây-i müşkil” kime denilir ve hükümleri nelerdir?  

CEVAP:

a) İnsanlar erkek veya kadın olmak üzere iki sınıftır. Bunlardan üçüncü bir sınıf yoktur. Ancak bir insanın kendisinde hem erkeklik tenasül uzvu, hem de kadınlık tenasül uzvu bulunursa, işte bu gibi insana “hünsâ” adı verilir…

b) Bir insanda böyle iki tenasül uzvu mevcut olunca bu tenasül uzvundan hangisiyle idrar yaparsa ona itibar edilir. Eğer erkeklik uzvuyla idrar yaparsa erkek, kadınlık uzvuyla idrar yaparsa kadın sayılır. İki tenasül uzvundan idrar yaparsa idrarın ilk çıktığı tenasül uzvuna itibar edilir. İki tenasül uzvundan beraber idrar yaparsa “hünsây-i müşkil” adını alır…

c) “Hünsâ”, ergenlik çağına girdiğinde sakal bitmesi, cinsî yakınlıkta bulunabilmesi, erkek gibi ihtilam olması gibi erkeklerin alametleri görülürse, erkek olduğuna hükmedilir. Ergenlik çağına girdiğinde -hayız görmesi, gebe kalması, memelerinin sarkması, memelerinden süt akması, kendisine cinsî yakınlıkta bulunulmasının mümkün olması gibi kadın alametleri görülürse- kadın olduğuna hükmedilir…

d) Kendisinde (yukarıda) zikrolunan erkek veya kadın alametlerinden hiç biri görülmezse veya hem erkek alametleri hem de kadın alametleri görülürse “hünsây-i müşkil” adını alır. Bu durumda “hünsây-i müşkil” kadın olma ihtimali olduğu için namazını başörtüsüyle kılar. Cemaatle namaz kıldığında erkeklerle kadınların safları arasına durur. İhrama girdiğinde kadınlar gibi dikişli elbiseyle girer. Mahreminden başka herhangi bir kadın veya erkekle baş başa kalmaz. Yanında mahremi bulunmadan sefere çıkmaz. Erkek veya kadın sünnet etmeyip kendi malı varsa kendi malından bir cariye satın alınıp bu cariye sünnet eder… Hünsâ, kadın mı erkek mi olduğu belli olmadan ölürse yıkanmaz, belki temiz toprakla teyemmüm olunur, kadın olma ihtimali olduğu için beş kat elbiseyle kefenlenir. Kabire konurken kabrin üstüne perde çekilmesi menduptur. Üç cenazenin namazı kılınacak olsa, imamın önüne erkek konur, sonra hünsây-i müşkil sonra da kadının cenazesi konulur… Mirasta erkeğe iki sehim/pay, hünsây-i müşkile bir sehim/pay verilir…

e) Hünsâ, hünsây-i müşkil olduğu sabit olduktan sonra “ben erkeğim” veya “ben kadınım” dese sözü kabul edilmez, hünsây-i müşkil olmadan önce söylerse kabul edilir… Hünsâ ipek giyemez, ziynet takınamaz… (Mültekâ/Mevkûfât)

Bu yazı yorumlara kapalı.