SORU: Haram mal kazananın, haram lokma yiyenin ahiretteki durumu hakkında bazı hadis-i şerifler ve kelam-ı kibâr…
CEVAP:
(Allame Zehebî’nin Kitabu’l-Kebâir isimli eserinden aşağıda nakledilecek olan hadisi şerifler ve kelam-ı kibâr, izaha hacet kalmadan konuyu aydınlatmada yeterli olacaktır inşallah…)
a) Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah (c.c) sizin aranızda rızkı taksim ettiği gibi ahlakı da taksim etmiştir. Muhakkak Allah Teâlâ dünyayı sevdiklerine de verir sevmediklerine de. Ama dini ancak sevdiklerine verir. Bir kul haram mal kazanır da sonra ondan harcarsa, onda bereket olmaz. Ondan sadaka verirse kabul edilmez. Peşindekilere (mirasçılarına) bırakıp giderse o mal onu Cehenneme götürmek için sebep olur. Şüphesiz Allah Teâlâ kötülüğü kötülükle silmez, aksine kötülüğü iyilikle siler…”
b) Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Dünya tatlı ve yemyeşildir (çekicidir, cazibedardır). Kim helal yolla mal kazanırsa ve onu hak yolunda harcarsa Allah (c.c) ona mükâfat verecektir. Cenneti ihsan edecektir. Kim de bu dünyada helalden başka bir yolla mal kazanırsa ve onu hak olmayan yollara harcarsa Allah Teâlâ onu zillet yurdu olan Cehenneme koyacaktır. Nice insanlar vardır ki nefsinin arzusuna uyup haram mala dalarlar. Kıyamet günü onlar için Cehennem vardır…”
c) Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim malı nereden kazandığına aldırmazsa, Allah Teâlâ da onu Cehennemin hangi kapısından sokacağına aldırmaz…”
d) Ebû Hureyre (r.a) şöyle demiştir: “Sizden birinin ağzına bir avuç toprak koyması, ağzına haram lokma koymasından daha hayırlıdır…”
e) Yusuf b. Esbât (rh.a) şöyle demiştir: “Genç bir adam kendini ibadete verince şeytan kendi yardımcılarına; “Bakın onun yiyeceği nerden geliyor” der. Eğer onun yiyeceği ve içeceği caiz olmayan bir yoldan geliyorsa şeytan arkadaşlarına; “Bırakın onu, kendini ibadetle yormaya devam etsin ve boşuna çile çeksin. Sizin onu düşünmenize gerek yoktur. Onun haram (lokma) kullanarak yapmış olduğu bu ibadeti kendisine fayda vermeyecektir” der…
f) Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir melek Beytü’l-Mukaddes (Mescid-i Aksâ) üzerinden gece ve gündüz şöyle nidâ eder: “Kim haram yerse Allah Teâlâ onun farz ve nafile hiçbir ibadetini kabul etmeyecektir…”
g) Abdullah b. Mubarek (rh.a) şöyle demiştir: “Bir şüpheden dolayı bir dirhemi iade etmem, bana yüz bin dirhem sadaka vermemden daha sevimlidir…”
h) Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse haram malla hac yaparsa, o (kimse) “lebbeyk” dediği zaman bir melek ona; “Ne “lebbeyk” demen ne de “sa’deyk” demen muteber değildir, senin haccın sana iade edilmiştir” der…
ı) İmam Ahmed b. Hambel Müsned’inde Rasûlullah (s.a.v)’in şu hadisini rivayet etmiştir: “Kim on dirhem elbise alır da bir dirhemi haram olursa, o elbise o kişinin bedeninde olduğu müddetçe hiçbir namazı kabul olmaz…”
j) Vehb b. Verd şöyle demiştir: “Siz namazda sütun gibi dursanız da karnınıza helal mi haram mı gittiğini araştırmadığınız müddetçe namazınız size hiçbir fayda vermeyecektir…”
k) İbn-i Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: “Karnına haram yemek giren kişi, buna tevbe edinceye kadar Allah onun namazını kabul etmez…”
l) Süfyan-ı Sevrî (rh.a) şöyle demiştir: “Kim haram malı hayırlı işlerde harcarsa, onun misali pis olan elbisesini idrarla temizleyen kimse gibidir. Hâlbuki pis olan elbiseyi ancak su temizler. Aynı şekilde günahı da ancak helal temizler…”
m) Ömer (r.a) şöyle demiştir: “Bizler harama düşeriz korkusuyla helalin onda dokuzunu terk ettik…”
n) Ka’b b. Ucre (r.a)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Haramla beslenen vücut Cennete girmeyecektir…”
Âlimlerimiz yukarıda zikredilen tehditlere hangi tür malları yiyenlerin girdiğini şöyle açıklamışlardır:
1- (Haksız yere) vergi alan
2- Aldatan
3- Hırsızlık yapan
4- Yol kesen
5- Faiz alan
6- Faiz veren
7- Yetim malı yiyen
8- Yalan yere şahitlik yapan
9- Birinden borç alıp onu inkâr eden
10- Rüşvet alan
11- Eksik ölçen ve tartan
12- Malın kusurunu örterek satan
13- Kumar oynayan
14- Sihir yapan
15- Kâhinlik yapan
16- Canlı resmi yapan
17- Fahişelik yapan
18- Ücret karşılığında ağlayan
19- Satıcının izni olmadan kendi ücretini alan ve müşteriye fazla fiyat veren tellal (komisyoncu) kişi
20- Hür olan bir insanı satan
o) Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü bazı insanlar getirilecek, onların Tihâme dağı kadar sevabı olacak. O sevaplar takdim edilince Allah Teâlâ onların hepsini “hebâen mensûrâ” (yani yok) edecektir. Sonra onlar Cehenneme atılacaklardır.” Sahabeler, “Ya Rasûlullah, bu nasıl olur?” diye sorunca Rasûlullah (s.a.v); “Bu adamlar namaz kılarlardı, oruç tutarlardı, zekât verirlerdi, hac yaparlardı ancak bütün bunlarla birlikte önlerine gelen en küçük bir haram malı dahi hiç çekinmeden alırlardı. Bundan dolayı Allah Teâlâ onların bütün amellerini geçersiz saymıştır…”
p) Bazı Salihlerden şöyle rivayet olunmuştur: Salihlerden biri, bir kimsenin rüyasında görüldü ve kendisine; “Sana nasıl davranıldı?” diye soruldu. O da; “Çok güzel davranıldı, ancak şu var ki, emanet olarak alıp sonra geri iade etmediğim bir iğne yüzünden Cennete girişim durduruldu” dedi…
r) Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Beş şey beş şeyin bedelidir.” Sahabe; “Ya Rasûlullah “beş şey beş şeyin bedelidir” ne demektir?” diye sorunca Rasûlullah (s.a.v) şöyle cevap verir:
1- “Bir toplum ne zaman yapmış oldukları ahdi (anlaşmayı) bozarsa, Allah Teâlâ düşmanlarını onların üzerine musallat kılar…”
2- “Bir toplum ne zaman Allah’ın indirmiş olduğu kanunun dışında bir kanunla hüküm verirse, o toplumu fakirlik ve sefalet kuşatır…”
3- “Bir toplumda fuhuş (zina) çoğalırsa, Allah Teâlâ onlara Tâûn’u (vebayı, iç hastalığını) musallat eder…”
4- “Bir toplum ölçü ve tartıda eksiklik yaparsa, Allah Teâlâ onlardaki bolluk ve refahı alır ve onlar üzerine kıtlık gönderir…”
5- “Bir toplum zekât vermekte kusur ederse, Allah Teâlâ onlar üzerine yağmuru yağdırmaz…”
s) Ömer (r.a) bir satıcının yanından geçerken şöyle derdi: “Allah’tan kork. Ölçü ve tartının tam olmasına dikkat et. Çünkü ölçü ve tartıda eksiklik yapanlar kıyamet meydanında kulaklarının yarısına kadar ter içinde kalacaklardır. Aynı durum ölçerek kumaş satan bir tacirin başına da gelecektir ki o, malı satarken az vermek için elini gergin ve sert tutar, alırken de çok almak için elini gevşek tutar…”
t) İnsan din için ne kadar meşakkate katlanırsa katlansın, haram mal kullandığı müddetçe duası asla kabul olmaz. Böyle bir kişinin (dua ettiği şeylere) nail olması duası sebebiyle değil, takdîri İlahi’nin tecellisi sebebiyledir ki kâfirlerin işlerinin olması da aynı kabildendir… (Hindistan hadis Âlimlerinden Zekeriyya Kandehlevî “Fezâil” (d. 1891), İmam Gazali “İhyâ” ve diğer bazı Hanefî fıkıh kaynakları…)