SORU: “Bu zamanda şeriatın hükümlerine göre piyasada ticaret yapmak ve çarşı-pazarda alış-veriş yapmak neredeyse imkânsız gibidir” sözü doğru mudur?
CEVAP:
İslami kanunları (hükümleri) sıkıntı verici ve zor olmakla suçlamak, (ticareti kesada uğratıp tıkadığını söylemek), başlı başına bir iftiradır ve yanlışlıktır. (İslam her zaman ve mekânda geçerli ve uygulanabilirdir. Yapmamız gereken, İslam’ı, reformlarla bu zamana uydurmaya çalışmak değil, 14 asır önceki İslam’a uymaya çalışmaktır.) Bütün bu sıkıntı ve zorluklar sadece bilgisiz Müslümanların serbest hareket etmelerindendir. Onlara göre haram ile helal arasında hiçbir fark kalmamıştır. Bir muamele biraz değişiklik yapılmakla helal olabilecek iken fikirsizlik ve aldırmazlıktan dolayı haram bir yolla yapılmaktadır. Bütün fasit muameleler biraz değişiklik yapılırsa şeriata uygun hale gelir diyemeyiz ama bu fasit muamelelerin çoğunda basit ve kolay bir değişiklik yapmakla helal olacağı aşikârdır. Buna bir örnek vermek gerekirse, Mişkât-ı Şerif’in riba/faiz bölümünde (Buhârî ve Müslim’in zikrettikleri üzere) Ebû Said Hudrî (r.a)’ten rivayette şöyle denilmiştir: Bilal (r.a) Rasûlullah (s.a.v)’e en iyi hurma cinsi olan Bernî hurmasından getirdi. Rasûlullah (s.a.v); “Bunu nerden getirdin” dedi. Bilal (r.a); “Bizde kalitesiz hurmalar vardı, (kalitesiz hurmadan) 2 sâ’/ölçek karşılığında 1 sâ’/ölçek iyi hurma aldım” dedi. Rasûlullah (s.a.v); “Eyvah! Bu faizin ta kendisidir” dedi. Sonra Rasûlullah (s.a.v); “Sakın böyle yapma. Eğer bu şekilde satın almak istersen (yani 2 ölçek kötü hurmayı verip 1 ölçek iyi hurma satın almak istersen, önce) kötü hurmaları satarsın, (sonra da) onun parasıyla iyi hurma satın alırsın” buyurmuştur…
(İşte bu misalle) şer’î muameleleri bilen ile bilmeyenin arasındaki fark ortaya konulmuş oldu. Sonuç aynı, ama muamele farklıdır…
Fakat şu da açıktır ki, helal rızık kazanmak isteyenler için zorluklar ortaya çıkmıştır. Bu kişiler şöyle düşünmelidir:
a) İnsan dünyada birkaç günlük rahata kavuşmak veya bazı insanların gönlünü almak ve rızasını kazanmak için bin çeşit meşakkat ve musibete katlanmaktadır. O halde hem ahretin daimi hayatı ve fani olmayan nimetlerini elde etmek ve hem de kendisinin de mâliki olan Allah’ı (c.c) razı etmek için biraz meşakkate katlanmak yapılamayacak bir iş değildir. Özellikle helal rızık kazanmak hususunda bu zorluklara katlanılırsa, sahih hadisi şeriflerde belirtildiği üzere bunun ecri ve mükâfatı kat kat daha fazla olacaktır.
b) Kim Allah’ın (c.c) rızasını kazanmak için çaba gösterirse, Allah o kişi için zorluklar içerisinde kolaylıklar yaratır. Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: “Kim Allah’a karşı gelmekten sakınır (Allah’tan korkarsa), Allah ona bir çıkış yolu açar ve onu ummadığı yerden rızıklandırır.” (Talâk, 65/2, 3 ) Keza şöyle buyurmuştur: “Bizim uğrumuzda mücahede edenler var ya, biz onları mutlaka yollarımıza ileteceğiz…” (Ankebût, 29/69) (Hindistan hadis Âlimlerinden Zekeriyya Kandehlevî “Fezâil” (d. 1891), İmam Gazali “İhyâ” ve diğer bazı Hanefî fıkıh kaynakları…)