SORU: Çocuğun doğumdan itibaren olan dînî eğitim dönemi hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP:
Çocuğun doğumdan itibaren olan eğitim dönemini ki bu, zihinsel gelişim dönemi olup, bunu da üç evreye ayırabiliriz. Bunlardan ikisi, çocuğun tamamen ailenin kontrolünde olduğu okul öncesi dönem olup, “duyu-hareket” dönemi ve “işlem öncesi” dönem diye adlandırılıp bunlar şöyledir:
a) Duyu hareket dönemi…
Doğumdan itibaren geçen ilk 2 yıllık süreyi kapsamaktadır. Bu dönemde bebek, çevresindeki nesnelere anlam verememesine karşın, onlara büyük bir ilgi duyar. Çocuk bu dönemde çevresiyle sadece duygusal etkileşimler yaşar…
Bu dönemde çocuğun dînî ve ahlâkî değerler kazanmasını sağlayacak öğretici anne-baba rolü; “onun hep dînî ve ahlâkî değerler yönünde olumlu tutum ve davranışlar görmesini ve yanlış ve aykırı sesler yerine tatlı-sevecen sesler duymasını sağlamak” şeklinde olacaktır…
Çocuk, sevgi-nefret, cömertlik-cimrilik, uyum-uyumsuzluk, dürüstlük-hilekârlık vb. bütün duyguları duyu-hareket döneminde ana-babası ve diğer aile bireyleri ile ilişkilerinden kazanmaya başlar…
0-18 aylık dönemde çocuk, annesi ile sıkı bir duygusal iletişim yaşamaktadır. Bebeğin beslenme, temizlik, dokunulma, rahatlatılma gibi ihtiyaçlarını gidermede, annenin uygun zamanlı, düzenli ve tutarlı davranışları çocukta temel güven duygusunun gelişmesine sebep olurken, annenin bu konudaki düzensiz ve tutarsız davranışları ise çocukta güvensizlik duygusunun oluşmasına sebep olmaktadır…
b) İşlem öncesi dönem…
Bu dönem, 2-6 yaş arasındaki geçen süreyi kapsamaktadır. Bu dönemde çocuk, nesnelere anlam vermeye, onların ilişkilerini fark etmeye başlar; kötüyü, yanlışı, faydalıyı, zararlıyı kendine göre bir ilişki düzeyinde algılayabilir. Ancak çocuk, bir şeyin kötü veya yanlış olduğunu, öğretilmedikçe veya denemedikçe bilemez. Her gördüğünü taklit etmeye çalışır ve büyüklerin yaptığı her davranışı iyi veya doğru olarak algılar…
Yine bu dönemde çocuk, “ben” merkezlidir. Kendi eğilim ve arzularını ön planda tutar. Kendisi olma ve bağımsız davranma eğilimindedir. “Ana-babanın sınırlayıcı tavrı” ile “çocuğun özgürleşme eğilimi” şeklinde başlayan bu zıt yönlü davranış ilişkisi, dikkatli bir şekilde uzlaştırılmadığı takdirde, ileride tarafları birbirinden uzaklaştıracak yönde gelişme potansiyeline sahiptir…
İşte aile eğitimi, çocuğun bu özelliklerinin dikkate alınarak yürütülmesi gereken çok önemli, bilgi ve maharet gerektiren bir iştir…