Cahillere, inatçılara, saplantılı olanlara karşı takınılacak tavır ne olmalıdır?

SORU: Cahillere, inatçılara, saplantılı olanlara karşı takınılacak tavır ne olmalıdır?

CEVAP:

1- Emr-i bi’l-mârûf Nehy-i ani’l-münker her Müslümanın yapmaya gayret etmesi gereken bir vazifedir…

2- Tebliğ ve Davet her Müslümanın boynunun borcudur…

3- Saplantılı olan Vehhabîler-Selefîler, saplantılı olan anti-tasavvufçular, saplantılı olan anti-şeriatçılar, Şiiler, Kur’ân İslamcıları vb. kesimlerle tartışmaya girmemeye azami gayret etmelidir

Ancak üzerimizdeki vebali atmak için kıyamette o kişilerin “keşke bize hakkı anlatsaydın belki ben de hidayet olunurdum” dememeleri için işi tartışma boyutuna vardırmadan anlatmak lazımdır

3- Müslümanın tebliğ vazifesi vardır, ancak tebliğcinin insanları hidayete erdirme gibi bir vazifesi ve sorumluluğu yoktur… İnsanları hidayete erdirme gibi bir sorumluluk Peygamberlerde dahi yoktur, Onların vazifesi dahi sadece tebliğdir, hidayet ise Allah’ın (c.c) işi olup hiç kimse Allah’ın (c.c) işini üzerine almamalıdır…

4- Tebliğ yapan kişi, tebliğinin sonucunda Allah’ın (c.c) hidayet edip etmeyeceğine bakmaksızın tebliğini yapmak zorundadır, yani ok’un hedefe varıp varmayacağına bakmaksızın ok’unu atmalıdır ok atmaktan geri durmamalıdır…

5- Yukarıda vasfı geçen kişilerle arkadaşlık yapmamalı, oturup kalkmamalı, onların meclislerinde bulunmamalıdır…

İtikadı bozuk olanlarla oturup kalkılınca; ya tartışma olup iş istenilmeyen boyutlara gider; ya neticesi olmayan konuşmalarla boşa zaman harcanır; ya  onları ikna edeyim derken ikna olunur; ya da konuşmalar neticesinde kalbine şüphenin kırıntıları girer…