Bir kimse gerek bir Ramazanda gerekse ayrı ayrı Ramazanlarda birkaç defa orucunu bozmuş bulunursa kaç defa keffaret vermesi gerekir? Bir kimse özürsüz kasten âşikâre oruç yerse hükmü ne olur?

SORU: Bir kimse gerek bir Ramazanda gerekse ayrı ayrı Ramazanlarda birkaç defa orucunu bozmuş bulunursa kaç defa keffaret vermesi gerekir? Bir kimse özürsüz kasten âşikâre oruç yerse hükmü ne olur?

CEVAP:

Bir kimse birkaç defa orucunu bozar da birincisi için keffaret vermemiş bulunursa, ona bir keffaret kâfidir.

(Bozduğu ilk oruç) için keffaret vermemişse (bozduğu oruçların sayısı birden fazla olsa bile sadece) bir keffaret yeterlidir. Fakat (ilk bozduğu oruç için keffaret) vermişse zâhiru’r-rivayete göre (bozduğu ikinci bir oruç için yeniden) bir daha (keffaret) vermesi icabeder. Zira birinci (keffaret) ile zecr/vazgeçirme/men etme hâsıl olmadığı (anlaşılmıştır).

İmam Muhammed’e göre (oruç bozma) iki Ramazanda olsa bile (eğer birincisi için keffaret vermemişse hepsi için bir keffaret yeterli olur). İtimat bu kavledir. el-Bahır sahibi (itimadın bu kavle olduğunu) el-Esrâr’dan nakletmiştir. Ondan önce ise el-Cevhere’den şunu nakletmiştir: “Bir kimse iki (ayrı) Ramazanda cima (ile iki defa orucunu bozmuş olsa), zâhiru’r-rivayete göre birinci (bozduğu oruç) için keffaret vermemiş olsa bile iki (defa) keffaret vermesi gerekir (ikisi için bir keffaret yeterli değildir). Sahih olan budur.”

Ben (İbn-i Âbidîn) derim ki: Gördüğün gibi tercih muhteliftir. İkinci kavil zâhiru’r-rivayet olması hasebiyle kuvvet bulmaktadır.

(Ulemadan) bazıları fetva için, “eğer oruç cimâ’dan başka bir şeyle bozulmuşsa, keffaret birbirinin içine girer (hepsine bir keffaret yeterli olur). Aksi takdirde girmez” demeyi tercih etmişlerdir. Yani oruç bozma işi iki gün olur da (orucu bozma da) cima ile olursa, birinci gün için keffaret vermemiş olsa bile (iki orucun) keffareti birbirinin içine girmez. Zira cinayet büyüktür. Onun için Şafii bununla/cima ile keffareti vacip görmüş, yiyip içmekle (oruç bozulduğunda keffareti) vacip görmemiştir.

Bir kimse özürsüz kasten âşikâre oruç yerse öldürülür. el-Vehbâniyye sahibi manzum/şiirsel olarak şöyle demiştir: “Bir insan kasten ve alenen yer de, bu hususta da bir özrü bulunmazsa, öldürülmesi emredileceği söylenir.[1]“ Şurunbulâlî şöyle demiştir: “Bunun sureti şudur; özrü olmayan bir kimse kasten âşikâre oruç yerse öldürülür. Çünkü (böyle davranan kimse) ya din ile alay etmiştir ya da dinden olduğu bi’d-darûre sabit olan bir şeyi inkâr etmiştir. Böyle (bir kimsenin) ise öldürülmesinin ve (öldürülmesine) emir verilmesinin helâl olduğunda ihtilaf yoktur. (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)

 

[1] Müellif, “söylenir” kelimesinin Arapçasında “kıyle” kelimesi kullanmış olup bu kelimenin kullanılmış olması (bu husustaki hükmün) zayıf olduğunu gerektirmez. (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)