Bir kadın, yüz gram altını mehir almak üzere evlenir, mehir henüz kocasındayken üzerinden bir sene geçer ve sonra da kocası zifaf yapmadan onu boşarsa, bu paranın zekâtını kimin vermesi gerekir?

SORU: Bir kadın, yüz gram altını mehir almak üzere evlenir, mehir henüz kocasındayken üzerinden bir sene geçer ve sonra da kocası zifaf yapmadan onu boşarsa, bu paranın zekâtını kimin vermesi gerekir?

CEVAP:

Bu durumda hiç birisine yani ne kocaya ne de karısına zekât lazım gelmez. Kocaya zekât lazım gelmemesi, (koca, mehir parasını elinde bulundurmaktadır, ancak) elindeki para miktarı borçlu durumdadır (yani karısına mehir borcu vardır). Bu kul borcudur, daha önce açıkladığımız gibi kul borcu ise zekâta manidir.

Kadına zekât lazım gelmemesine gelince, zira kadının kocasından alacağı mehir, daha önce de açıkladığımız üzere zayıf alacaktır, dolayısıyla zekât, parayı alıp da üzerinden bir sene geçtikten sonra vaciptir. Bu alacağın yarısını da -zifaftan önce boşadığından dolayı- kocası almayı hak etmiştir. Geri kalan yarısını aldıktan sonra da -eğer mehir haricinde başka bir nisaba malik değilse- üzerinden bir sene geçmedikçe zekât lazım gelmez. (İbn-i Âbidîn, Zekât Bahsi)