SORU: Kimler âşir (öşür/zekât memuru) olabilir? Âşir hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP:
Âşir (öşür/zekât memuru) müslüman ve hür olmalıdır. Köleden öşür memuru olmaz, zira velayeti yoktur. Keza kâfirden de zekât/öşür memuru olmaz, zira kâfirin müslüman üzerine velayetinin olmadığı ayetle sabittir. Memur tayin etmede memura tazim vardır, (Ulema) ise Müslüman olmayanı tazimin haram olduğunu söylemişlerdir. Yahudiler ve kâfirler gibi fasıkları memur tayin etmek de haramdır. “Siyer-i Kebîr Şerhi”’nde zikredildiği üzere Ömer (r.a) Sa’d b. Ebî Vakkâs (r.a)’a (mektup) yazarak şöyle demiştir: “Müşriklerden hiç birini Müslümanlar üzerine kâtip yapma. Çünkü onlar dinlerinde rüşvet alırlar, Allah Teâlâ’nın dininde ise rüşvet yoktur…”
Eğer hükümdar, zekât memurlarının maaşlarını beytü’l-mal’den (yahut hediye olarak kendi malından verirse) veya memur olan şahıs Müslümanlardan aldığı (zekâtlardan) bir şey almazsa, bu şartlar dâhilinde Hâşimîler de öşür memuru olabilirler…
Âşir (öşür/zekât memuru), (tüccarı, mallarını) ve topladığı malları hırsızlardan ve yol kesicilerden korumaya muktedir olmalıdır. Çünkü vergi (almak ve kamu alacaklarını) toplamak, korumak (“el-cibâyetü bi’l-himâyeti”) sebebiyle meşru olmuştur. Şayet öşür/zekât memurunun topladığı mallar helak olursa, herhangi bir ücret alamaz. Hükümdarın zekât toplaması da halkın mallarını koruması sebebiyle meşrudur. Binaenaleyh asiler bir köyü veya şehri istila eder de halkın zekâtlarını toplarlarsa, (zekâtı yerlerine sarfetmiş iseler ondan bir şey iade etmezler, sadece ellerinde haraçtan geri kalanı iade ederler, diğerlerini) iade etmezler…
Öşür memuru; (eskiden) hükümdar/devlet başkanı tarafından, yolcuların geçeceği yol üzerine (sabitlenen), zahiri mallardan zekâtlarını almak ve yol kesicilerden korumak için tayin edilen kişilerdir. “Âşir” denilmesi insanların mallarından “onda bir” topladığından değil, küllü zikredip cüz’ü irade etmek babındandır, zira âşir “onda bir” değil onda birin dörtte birini yani malın kırkta birini alır. Âşir’in topladığı her şeye de öşür denilir…
Sâî; (eskiden) kabileler arasında dolaşarak (gezici olup), hayvanlarının zekâtını yerlerinde alan memurdur…
“Musaddık” yani sadaka memuru tabiri, hem “âşir” hem de “sâî” için kullanılmaktadır… (İbn-i Âbidîn, Zekât Bahsi)