Altın, TL, Dolar, Euro Günü Yapmak caiz midir?

SORU: Arkadaşlar arasında bir grup oluşturarak tasarruf amaçlı dolar, altın, euro veya türk lirası üzerine gün yapıyoruz. Gruptaki her bir arkadaş, mesela; her aybaşında bir altın getiriyor. Sonra kura çekerek bir isim belirliyoruz. Kurada kimin ismi çıkarsa toplanan altınları o kimseye veriyoruz. Böylece her ay bir kişi, kuradaki duruma göre sırayla altınları almış oluyor. Hiç birimiz fazla veya eksik bir şey almıyor…

Bu açıklama ışığında;

Muhâyee nedir? Hangi mallarda caiz olur? muhâyee kaç çeşittir? Nöbetleşme nedir? Altın, dolar vs. günü yapmak caiz midir?

CEVAP:

Bu hususlarda İbn-i Âbidîn, Hidâye, Mültekâ/Mevkûfât, Hukûk-u İslâmiye Kâmusu ve Zuhaylî (dört mezhebe göre) İslâm Fıkhında şunlar zikredilmiştir:

“Altın vs. günü” meselesi için “kısmet/taksim” ve “muhâyee/menfaatlerin paylaşımı” konularına bakmakta fayda vardır…

 

1- Muhâyee nedir? Hangi mallarda caiz olur?

“Muhâyee” menfaatlerin paylaşımı ve taksimi demektir. Bu paylaşma ise ortaklar arasında nöbetleşme ile olur..

Muhâyee, piyasada aynısı bulunan “mislî” mallarda caiz olmayıp, piyasada misli bulunmayan “kıyemî” mallarda caiz olur. Kıyemî mallarda ise; malın kendisinin olduğu gibi kalıp da menfaatinden istifade edilen mallardan olması şarttır. Mesela; ortak olan koyunların sütünde muhâyee yapılması, yani koyunlardan bir kısmını bir kişi diğer kısmını da diğer kişi alıp sütünden faydalanmak üzere anlaşmaları caiz değildir. Çünkü muhâyee, menfaatlerin paylaşılması hususunda bir akittir. Süt ise maldır (ayn’dır), menfaat değildir. Menfaat olmadığından dolayı da muhâyee mahalli değildir. Ağaçların meyvesi de böyledir…

Muhâyee, istihsânen icmâ ile caizdir. Muhâyeede adaletin sağlanması şarttır. Adaletin sağlanamadığı bir paylaşma caiz değildir…

 

2- Muhâyee kaç çeşittir?

Muhâyee iki çeşittir:

1- Zamânen Muhâyee: İki kimse ortak oldukları tarlayı bir sene biri, diğer sene de diğeri ekmek, kiraya vermek veya bir dairede bir sene biri, diğer sene de diğeri oturmak, kiraya vermek üzere anlaşsalar bu “zamânen muhâyee” olmuş olur.

Zamânen muhâyeede, sürenin belirtilmesi şarttır, aksi takdirde akit fasit olur. Zamanen muhâyeede değiş-tokuş manası var olup ortağına ait olan payı borç olarak almış gibidir.

2- Mekânen Muhâyee: İki kimse ortak oldukları tarlayı aynı sene yarısını birisi, diğer yarısını da diğeri ekmek, kiraya vermek veya iki dairenin birisinde biri, diğerinde ise diğeri oturmak, kiraya vermek üzere anlaşsalar bu “mekânen muhâyee” olur. Bu çeşitte ise “ifraz/menfaatlerin paylaşımı” manası vardır. Sürenin belirtilmesi de şart değildir.

 

3- Nöbetleşme nedir?

Nöbetleşme, sözlükte; karşılıklı rıza ile bir işi sırasıyla yapmak üzere anlaşmaktır. Bir terim olarak ise, menfaatleri taksim etmektir. Menfaatleri taksim etmek, müşterek (ortaklı) mallarda caizdir…

 

4- Altın, dolar vs. günü yapmak caiz midir?

Bu mesele asrımızda cereyan eden “hadîs/yeni” bir muamele olup bu muamele türüne caiz diyenler olduğu gibi, haram diyenler de olmuştur. Bu görüşleri ve müeyyidelerini aşağıda zikredip tercih ettiğimiz görüşü de belirteceğiz inşallah!

a) Birinci görüş: Böyle bir organizasyon caizdir.

Böyle bir organizasyona caiz diyenler şu sebepleri saymışlardır:

1- Altın vs. günü yapan gruptaki herkes toplanan altından eşit olarak faydalanmaktadır. Çünkü her bir şahıs sırası geldiğinde diğer arkadaşlarının aldığı miktarda altın almaktadır. Böylelikle gruptaki her bir kimsenin elde ettiği fayda diğerlerininkinden fazla olmamaktadır. Herkes eşit miktarda altın alınca da böyle bir yardımlaşma türü caiz olmaktadır…

2- Bu organizasyonda kişi borç almış olmaktadır. Mesela; on kişi altın günü yapmak üzere anlaşsalar, her ayın birinde de her bir kimse bir altın getirse ve aralarında belirledikleri bir kişiye de bunu verseler, altınları alan kişiye diğer arkadaşları bunu borç olarak vermiş olurlar. Altınları alan bu kişi de toplu olarak aldığı bu altınları birer birer diğer arkadaşlarına geri öder. Durum bundan ibaret olunca da yapılan bu organizasyon caiz olur. Çünkü bir insan normal olarak birçok kimseden bir anda borç alabilir ve aldığı bu borcu da teker teker geri ödeyebilir…

3- Böyle bir organizasyon, iyilik ve takva üzere yardımlaşmadan ibarettir. On kişi arasında yapılan altın gününde bir kişinin ilk toplantıda hemen on altın alması, altınları en son alacak kimsenin ise on ay sonra alması “menfaat celbeden bir borç akdi” değildir. Bu durum, başkalarından borç alan kimsenin meblağın tamamını alıp istifade etmesi ve alacaklılara da taksitle ödemesinden ibarettir. Bu da her insanın en doğal hakkıdır. Böyle bir borç verme şeklinde “menfaat celbetme” olmayıp, Müslüman kardeşinin ihtiyacını görmesi için yardımlaşma vardır…

4- Bu gibi bir organizasyon insanları, gerek kredi kartı, gerek direk kredi almak yoluyla bankayla muameleye girmekten muhafaza etmektedir. Mesela; kredi kartına on ay taksitle bir eşya alacak olan kimse, altın vs. gününe girerek altın alma sırası kendisine geldiğinde alacağı eşyayı peşin olarak alır ve aldığı altınları da tekrar arkadaşlarına birer birer öder. Böylelikle bankayla muameleye girmemiş olur…

b) İkinci görüş: Böyle bir organizasyon haramdır.

Böyle bir organizasyona haram diyenler de şu sebepleri saymışlardır:

1- Böyle bir muamele, borç muamelesi olup, gruptaki her bir kimse borç olarak vereceği altını, gruptaki diğer kimselerin de ona borç vermesi karşılığında vermektedir. Karşıdaki insanın borç vermesi şartıyla borç vermek ise “menfaat celbeden” bir borç verme şeklidir. Bir menfaat karşılığında borç alıp-vermek ise haramdır…

2- Bu şekil organizasyon, bir borç akdidir. Ama akit yapılırken, diğer bir borç akdinin yapılması şart koşulmaktadır. Çünkü kişi, böyle bir organizasyonda diğer arkadaşlarının da kendisine vermeleri şartıyla borç verir. Mesela; böyle bir gruptaki kimse, bir altını arkadaşına borç olarak verirken, sırası gelince o arkadaşının da kendisine bir altın borç vermesi üzere akitleşmiş olur. Böylece “akit yapılırken diğer bir akdin yapılması şart koşulmuş” olur ki, bu da şer’an nehyedilmiş bir muamele şeklidir. Çünkü “bir akit içerisinde iki akit” olmaz. Bir kimsenin evini satarken, evini sattığı kimsenin de kendisine arabasını satmasını şart koşması gibi…

3- Bu şekil bir organizasyonun sonunda husumet ve niza tehlikesi vardır. Çünkü katılımcılardan herhangi birinin ölümü, iflas etmesi, işten atılması gibi sebeplerden dolayı maddi yönden üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirememe durumunda diğer kimselerin hakkı zayi olacak veya haklarını elde etmeleri zora girecektir. Bu da niza ve husumete sebep olacaktır…

4- Bu organizasyonda kura ilk kime çıktıysa, o kimse toplanan meblağı alıp istifade edecektir. Mesela; katılımcılar toplam on kişi iseler, en son kura çıkan kimse ile ilk kimse arasında on ay fark olacaktır. Kendisine en son kura çıkan kimse ile ilk kimse arasındaki bu on aylık süreden doğan istifade fazlalığı ise faiz olacaktır…

 

Tercih ettiğimiz görüş…

Yukarıda zikredildiği şekil üzere bu tür bir yardımlaşma organizasyonu düzenlemek bizim tercihimize göre şu sebeplerden dolayı caizdir;

1- Bu gibi bir organizasyon, insanlar için gerek kredi kartı ile gerek direk kredi almak yoluyla bankayla muameleye girmeye bir alternatif teşkil etmektedir…

2- Böyle bir organizasyonda, iyilik ve takva üzere yardımlaşma vardır. Bu çeşit bir borç verme “menfaat celbetme” olmayıp, Müslüman kardeşinin ihtiyacını görmesi için yardımlaşmaktır…

3- Bu tür organizasyonda, kimseyi aldatma veya hakkını yeme hususu cereyan etmeyip, iştirak eden herkes eşit olarak faydalanmakta ve hakkını almaktadır…

 

Not… “Yardımlaşma Sandığı…”

Şunu da faizin bir alternatifi olarak sunmak istiyoruz: Arkadaş ve iş çevrelerinde gelir dağılımına göre gruplar oluşturularak “yardımlaşma sandığı” halinde organizasyonlar düzenlenip iştirak edenlerin faize düşmeden ihtiyaçlarını giderebilmeleri mümkün olabilir… Şöyle ki;

1- Üyeler ilk başta sandığa bir defalığına güçleri nisbetinde sandığın kasasını oluşturacak sermayeyi koyarlar ve aidat öderler…

2- Üyeler, sandığa koydukları sermaye ve ödedikleri aidat miktarınca veya aidatın bir misli-iki misli gibi yüzdelik ziyade oranla sandıktan para çekerler…

3- Sandıktan çekilen paranın geri ödemesi hemen veya belli bir süre ertelemeli olarak başlar…

4- Herkese eşit veya alınan miktara göre belirlenen taksitlerle geri ödeme sağlanır…

5- Sandıktan para çeken kişilerden ipotek alınır…

6- Yukarıda zikredilen işlemlerin ciddiyetinin muhafaza edilebilmesi için, icraatlar resmî olarak mesela; avukat vesilesiyle yürütülür…