Mehdi (a.s)’ın mevcudiyeti hakkında varit olan hadis-i şerifler “Manevi Tevatür” derecesinde midir? “Kim Deccali yalanlarsa kim Mehdi’yi yalanlarsa kâfir olur” rivayeti nedir?

SORU: Mehdi (a.s)’ın mevcudiyeti hakkında varit olan hadis-i şerifler “Manevi Tevatür” derecesinde midir? “Kim Deccali yalanlarsa kim Mehdi’yi yalanlarsa kâfir olur” rivayeti nedir? “İsa b. Meryem’den başka Mehdi yoktur” rivayetinin açıklaması nedir?

CEVAP:

Mehdi (a.s)’ın mevcudiyeti/varlığı, ahir zamanda ortaya çıkışı, Rasûlullah (s.a.v)’in Ehli Beytinden Fatıma (r.anha)’ın evlatlarından oluşu hakkında varit olan hadisi şerifler “manevi tevatür” derecesine/sayısına ulaşmıştır. Bu (hadisleri) inkâr etmenin bir manası yoktur… Üstelik şu hadis varit olmuştur: “Kim Deccali yalanlarsa (böyle bir şey yok derse) muhakkak kâfir olur. Kim Mehdi’yi yalanlarsa (böyle bir şey yok derse) muhakkak kâfir olur…” Bu hadisi (Ahmed b. Hanbel’in ashabından) Ebû Bekir el-İskâf “Fevaidi’l-Ahbâr” isimli eserde ve (hadis Hafızı) Ebû’l-Kâsım es-Süheylî “Şerhu’s-Siyer” isimli eserinde zikretmiştir…

Bazı rivayetlerde gelen “İsa b. Meryem’den başka Mehdi yoktur” hadisi (bunu İbn-i Mâce ve Hâkim rivayet etmiştir), (hadis) Hafızlarına göre zayıf olsa da yine de (şöyle) tevil edilmesi gerekir:

1- Mehdi (a.s) İsa (a.s) ile istişare etmeden bir söz söylemez. Bu tevil, İsa (a.s)’ın Mehdi (a.s)’ın veziri/danışmanı olduğunu varsaydığımızdadır…

2- İsa (a.s)’dan başka mutlak masum Mehdi yoktur. Zira Mehdi (a.s) sadece verdiği hükümlerde masumdur…

3- İsa (a.s)’dan sonra Mehdi yoktur. Zira (Mehdi a.s)’dan sonra gelecek olan Emîr’lerin düzenleri/idareleri bozuk/karışık olacaktır (Mehdi a.s gibi tam adaletli olmayacaktır)…

Allame (Nesefî akaidine yazdığı) “Şerhu’l-Akâid” isimli eserinde Taftazânî’nin sözünden anlaşılan şeye aldanmamak gerekir ki zayıf olup sahih hadislere muhalefet ettiğinden dolayı (Taftazânî) bu hadisi nefyetmiştir/yok saymıştır

Hafız İbn-i Kayyim “el-Menâru’l-(Münîf)” isimli eserde şöyle demiştir: ““İsa b. Meryem’den başka Mehdi yoktur” hadisini İbn-i Mâce, Muhammed b. Halid el-Cenedî’den o da Ebân b. Salihden o da Hasan’dan o da Enes b. Malik’ten o da Rasûlullah (a.s.v)’den rivayet etmiştir. O Muhammed b. Halid’den rivayet eden tek kişidir…”

Muhammed b. Hasan el-Esnevî (Şafiî) “Menâkıbu’ş-Şâfiî” isimli eserinde şöyle demiştir: “Bu Muhammed b. Halid, hâzık ehli ilim ve ehli nakil katında bilinmemektedir. Rasûlullah (s.a.v) tarafından Mehdi (a.s)’ı zikreden, O’nun Ehli Beytten olduğunu (anlatan) hadisler mütevatir olmuştur…

Beyhakî şöyle demiştir: (Bu rivayeti) yalnızca Muhammed b. Halid (zikretmiştir). Hâkim Ebû Abdullah ise; “O (Muhammed b. Halid) meçhuldür” demiştir… İsnadında ihtilaf edilmiştir. Ondan Ebân İbn-i Ebî Ayyâş, ondan Hasan, o da Nebî (s.a.v)’den rivayet etmiştir. Dedi ki: Hadis Muhammed b. Halid’in rivayetine rücu etmiş olup bu kişi meçhûldür, Ebân İbn-i Ebî Ayyâş ise metrûktür, Hasan ise munkatı’’dır. Mehdi (a.s)’ın (ahir zamanda) çıkacağına dair olan hadisler ise isnat bakımından daha sahihtir, örneğin İbn-i Mesud’un hadisi ki şöyle buyrulmaktadır: “Dünyadan ancak bir gün kalsa, Allah o günü uzatır ta ki Ben’den veya Ehli Beytimden bir adamı gönderir…” Bu hadisi Ebû Dâvûd ve Tirmizî rivayet etmiş olup “hadis hasen-sahihtir” demiştir. Aynı bab’ta Ali, Ebû Said, Ümmü Seleme ve Ebû Hureyre (r.anhum)’dan rivayetler vardır. Sonra Ebû Hureyre (r.a)’ın hadisini rivayet edip “sahihtir” demiştir…”

İbn-i Kayyim şöyle demiştir: “Bu bab’ta (Mehdi a.s’ın hurûcu hakkında) Huzeyfe b. Yemân, Ebû Ümâme Bâhilî, Abdurrahman b. Avf, Abdullah b. Amr b. Âs, Sevbân, Enes b. Malik, Cabir, İbn-i Abbas (r.anhum) ve diğerlerinden rivayetler vardır…”

(el-İşâatü li-Eşrâti’s-Sâati, Müellif; Şerif, Seyyid Muhammed b. Rasûl el-Hüseynî el-Berzencî)