YETMİŞ SEKİZİNCİ MENKIBE
(Hz. Pîr’in Bağdat Şeyhlerine “Dileğinizi Söyleyin Onu Vereyim” Demesi ve İsteklerinin Verilmesi)
Arif Şeyh Beşir b. Mahfuz’dan rivayetle, dedi ki:
– Ben, Şeyh Ebû Mesud Huzeymî, Şeyh Muhammed b. Âbid, Şeyh Ebû Alî Ömer b. Mesud Bezzâr, Şeyh Ebû Muhammed Hasan Kârî, Adım ve Feryat sahibi Şeyh Cemil, Şeyh Ebû Hafs Ömer Gazâlî, Celil Şeyh’in oğlu Celil Şeyh Ahmet Sarsarî, Şeyh Ebû Bereket b. Ganâim Betâihî Hümâmî, Şeyh Ebû Futûh Bahr b. Ebû Ferac Bağdadî, Ebû Abdullah Muhammed b. Vezir b. Muzaffer b. Hübeyra, Ebû Futûh b. Abdullah b. Hibetullah ve Ebû Kasım Ali Şihâb b. Sahib, medresesinde Şeyhimiz Şeyh Muhyiddin Abdulkadir (r.a)’e geldiler. Bunun üzerine (Şeyh Abdulkadir):
– Sizden her biriniz hacetini istesin de o (hacetini) ona vereyim, dedi.
Bunun üzerine Şeyh Ebû Suud:
– İhtiyar (seçme hasletini) terk etmek istiyorum, dedi.
Şeyh İbn-i Kâid:
– Mücahede üzerine kuvvet istiyorum, dedi.
Şeyh Ömer Bezzar:
– Allah Teâlâ’dan korkmayı istiyorum, dedi.
Şeyh Kârî:
– Benim Allah ile beraber olan bir hâlim vardı onu kaybettim. Onun bana ziyadesiyle geri verilmesini istiyorum, dedi.
Şeyh Cemil:
– Vaktin hıfzını istiyorum, dedi.
Şeyh Ömer Gazâlî:
– İlimden daha da ziyadeleştirilmeyi istiyorum, dedi.
Şeyh Celil Sarsarî:
– Kutbiyet makamına ermeden ölmemeyi istiyorum, dedi.
Şeyh Ebû Bereket Hümâmî:
– Allah Teâlâ’nın muhabbetinde istiğrak istiyorum, dedi.
Şeyh Ebû Futûh
– Kur’ân ve Hadisi hıfzetmek istiyorum,” dedi.
Ravi ki o Ebû Hayr:
– Ben, Rabbani varidat ile ondan gayrısının arasını kendisiyle ayırabileceğim bir marifet istiyorum, dedi.
Ebû Abdullah b. Hubeyre:
– Vezirliğin naipliğini istiyorum, dedi.
Ebû Futûh b. Hibetullah:
– Medresenin üstadı olmak istiyorum, dedi.
Ebû Kasım b. Sahib:
– Aziz kapının kapıcısı olmak istiyorum, dedi.
Bunun üzerine Şeyh Abdulkadir:
– “Rabbinin lütfundan her birine, onlara da, bunlara da veririz. Rabbinin lütfu (hiç kimseye) yasaklanmış değildir” (İsrâ, 20) (ayetini) okudu.
Ebû Hayr dedi ki:
– Allah’a yemin olsun ki onların hepsi istediklerine nail oldular. Onlardan her birini istedikleri duruma (ulaşmış) gördüm. Ancak Şeyh Celil Sarsarî hariç. Ona kutbiyeti (kutup olacağını) vaat ettiği vakit gelmedi… Allah bizi ondan istifade ettirsin…
(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)