79. Menkıbe… Hz. Pîr’in İlm-i Kelâm ile uğraşan gencin göğsünden onu alıp yerine İlm-i Ledünnî’yi koyması ve o kimsenin Irak’ın meşhurlarından olması

YETMİŞ DOKUZUNCU MENKIBE

(Hz. Pîr’in İlm-i Kelâm İle Uğraşan Gencin Göğsünden Onu Alıp Yerine İlm-i Ledünnî’yi Koyması ve O Kimsenin Irak’ın Meşhurlarından Olması)

Şeyh Rabbani Âlim Şihabuddin Sühreverdî’den rivayetle, dedi ki:

– Ben genç iken İlm-i Kelâm ile iştigal ettim. O hususta birçok kitaplar ezberledim ve (İlm-i Kelâm’da) fakîh oldum. Amcam beni bundan menediyordu ama ben onun menetmesine aldırmıyordum. Böylece (amcam), ben de beraberinde iken Şeyh Abdulkadir (r.a)’ın ziyaretine geldi. (Amcam bana):

– Ey Ömer! Allah Teâlâ: “Ey iman edenler! Peygamber ile başbaşa konuşacağınız zaman, başbaşa konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (sadaka verecek bir şey) bulamazsanız, bilin ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” buyurdu. (Mücadele, 12). İşte biz de kalbi Rabbinden – azze ve celle- haber veren bir kimsenin yanına giriyoruz. Onu görmenin bereketlerinden görebilmen (istifade edebilmen) için onun huzurunda nasıl olmamız (gerektiğini düşün) bak”, dedi. Amcam ona:

– Ey Efendim! Bu kardeşimin oğlu Ömer, İlm-i Kelâm ile iştigal ediyor. Onu menettim fakat vazgeçmedi, dedi. (Şeyh bana):

– Ey Ömer hangi kitabı ezberledin? dedi. (Ben):

– Falan kitabı, falan kitabı, dedi(m). Bunun üzerine elini göğsümün üzerinden geçirdi. Allah’a yemin olsun ki ben o kitaplardan bir şey ezberimde olduğu sürece elini kaldırmadı. Böylece Allah bana o (kitapların) bütün meselelerini unutturdu. Lakin (onun yerine) Allah sadrımı o vakit “İlm-i Ledünnî” ile teskin etti (vakur) kıldı. (Öyle oldum ki) onun huzurundan hikmetle konuşur halde kalktım. (Bana):

– Ey Ömer! Sen Irak’ın son meşhurlarından (olacaksın), dedi…

(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)