66. Menkıbe… Hz. Pîr’in Ramazan ayında hastalanması ve Ramazan ayının gelip ondan özür dilemesi, her ayın hilalinin görünmeden önce Hz. Pîr’e gelmesi

ALTMIŞ ALTINCI MENKIBE

(Hz. Pîr’in Ramazan Ayında Hastalanması ve Ramazan Ayının Gelip Ondan Özür Dilemesi, Her Ayın Hilalinin Görünmeden Önce Hz. Pîr’e Gelmesi)

Şeyh Ebu Muhammed Hasan b. Ebu kasım b. Ahmet b. Muhammed Bağdâdî Huzeymî’den rivayetle, dedi ki:

– Ben ve Şeyh Ebu Said Mahramî, Şeyh Ebu Hayr Şinvânî Mahfûz, Şeyh Ebu Hafs Ömer Keymânî, Şeyh Ebu Abbas Ahmet İskâfî, Şeyh Abdulkadir’in oğlu Şeyh Seyfeddin Abdulvehhab, beş yüz altmış senesinde Cemâzi’l-Âhir’in sonunda, Cuma gününün son vakitlerinde Şeyhimiz Muhyiddin Abdulkadir (r.a)’ın yanında oturuyorduk ve O da bize konuşuyordu. Birden güzel suretli bir genç geldi, Şeyh’in (önünde) oturdu ve;

– Esselamu aleyke ey Allah’ın velîsi! Ben “Recep” ayıyım. Seni kutlamak için geldim. Benim içimde insanların (başına) umumi bir musibet gelmesi takdir edilmedi, dedi. (Şeyh):

– İnsanlar,  bu “Recep” ayında hayırdan başka bir şey görmediler, dedi. Pazar günü olduğunda (ise) çirkin görünüşlü bir şahıs geldi. Biz ise aynı şekilde onun yanındaydık. (O şahıs Şeyh’e):

– Esselamu aleyke ey Allah’ın velisi! Ben “Şaban” ayıyım. Seni kutlamak için geldim. Benim içimde Bağdat’ta fenalık (bozulma), Hicaz’da pahalılık, Horasan’da kılıç olması takdir edildi, dedi.

(Ravi) dedi ki: “Böylece Bağdat’ta fenalık vuku buldu. Hicaz bölgesinde de şiddetli pahalılık olduğu ve Horasan’da da kılıç (kan aktığı) haberi geldi.

(Sonra) Şeyh Ramazan ayında birkaç gün hastalandı. (Ramazan ayının) yirmi dokuzu Pazartesi günü olduğunda biz yine aynı şekilde onun yanındaydık. O gün Şeyh Ali b. Hîtî, Şeyh Ebu Necîb Sühreverdî, Şeyh Ebu Hasan Cûsekî ve Kâdı Ebu Alâ Muhammed b. Muhammed Ferrâ da onun yanında idi. Birden muhteşem (hoş) bir sekînet ve vakarlı bir şahıs geldi ve ona:

– Esselamu aleyke ey Allah’ın velîsi! Ben “Ramazan” ayıyım. Benim içimde sana takdir edilen (şeyden) dolayı senden özür dilemek ve sana veda etmek için geldim. Bu seninle son kez bir araya gelişimizdir, dedi ve ayrıldı.

(Ravi) dedi ki:

– Şeyh (r.a) sonraki sene “Rabiu’l-Âhir” ayında vefat etti ve Ramazan’a ulaşmadı…

 

————————-

 

(Ravi) dedi ki:

– Onu bir defasında kürsünün üzerinde (şöyle) derken işittim:

– Allah Teâlâ’nın (öyle) kulları vardır (ki Ramazan ayı) günlerinde hastalanır ve onlara yokluk (fakirlik) isabet ederse, Ramazan ayı gelir ve onlardan özür diler, dedi. (Sonra) onlara: “(O hâlde) benim hakkımda size takdir edilen (hususta) sizin durumunuz nasıl olur? Diyordu…

 

————————–

 

(Ravi) dedi ki:

– (Şeyh’in) evladı Şeyh Hüseyniddin Abdulvahhab -Allah ona rahmet etsin-  bana dedi ki:

– Hilali görünmeden önce ona gelmeyen hiçbir ay yoktu. Eğer Allah o (ayda) musibet ve sıkıntı olmasını takdir etmişse, o (ay) ona çirkin bir surette gelirdi. Eğer onda hayır ve lütuf olması takdir olunduysa ona güzel bir surette gelirdi…

Allah onun bereketlerini üzerimize daim eylesin ve Allah bizi dünyada ve ahirette ondan istifade ettirsin…

(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)