46. Menkıbe… Hz. Pîr’in, Onu görene, Onu göreni görene, Onu göreni gören kimseyi görene müjde vermesi… Onu görmeyen kimseye ise üzüntü duyması… Kıyamete kadar Ashabından, Müridinden ve Seveninden tökezleyenin elinden tutacağı

 

KIRK ALTINCI MENKIBE

(Hz. Pîr’in, Onu Görene, Onu Göreni Görene, Onu Göreni Gören Kimseyi Görene Müjde Vermesi… Onu Görmeyen Kimseye İse Üzüntü Duyması…  Kıyamete Kadar Ashabından, Müridinden ve Seveninden Tökezleyenin Elinden Tutacağı)

Baş Kâdı (Kâdı’l-Kudât) Ebu Salih Nasr’dan rivayetle, dedi ki:

– Babam Abdurrezzak ve Şeyh Abdulkadir’in oğlu ve amcam Abdulvahhab -Allah onlardan razı olsun- bana haber verip dediler ki:

– O (Şeyh Abdulkadir) dedi ki:

– Müjdeler olsun (ne mutlu), Beni görene veya Beni göreni görene veya Beni göreni gören kimseyi görene. Beni görmeyen kimseye ise Ben esef (üzüntü) duyarım…

 

———————–

 

(Yine) dedi ki: Şeyh Ebu Kasım Bezzâr’dan rivayet edildiğine göre (o şöyle dedi):

– Şeyh Hüseyin Hallâc-ı (Mansûr) tökezleyip (sürçtüğünde), onun zamanında elinden tutacak kimse yoktu. Bunun üzerine Şey Abdulkadir:

– Eğer ben onun zamanında olsaydım muhakkak elinden tutardım. Ben de kıyamete kadar ashabımdan, müridimden ve sevenimden tökezleyip (sürçen) her (bir kimsenin) elinden tutacağım…

(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)