41. Menkıbe… Rasûlullah ve Dört Halifenin Hz. Pîr’in meclisine teşrifleri, Hz. Pîr’in kalbine Cenab-ı Hakkın tecellisi, Hz. Pîr’e Sıfat Celal ve Cemal tecellileri, Rasûlullah ve Ashabının nasıl göründükleri

 

KIRK BİRİNCİ MENKIBE

(Rasûlullah ve Dört Halifenin Hz. Pîr’in Meclisine Teşrifleri, Hz. Pîr’in Kalbine Cenab-ı Hakkın Tecellisi, Hz. Pîr’e Sıfat Celal ve Cemal Tecellileri, Rasûlullah ve Ashabının Nasıl Göründükleri)

Şeyh Bekâ (r.a) diye bilinen Ârif, Muttakî, Yüce, Büyük Şeyh’ten rivayetle dedi ki:

– Bir defa Şeyh Abdulkadir (r.a)’ın meclisinde hazır bulunmuştum. O, Kürsünün ilk basamağında konuşurken birden sözünü kesti ve bir saat daldı. (Sonra) yere indi, sonra tekrar kürsüye çıktı. İkinci basamağa oturdu. Birinci basamağın gözün alabildiğince genişlediğine şahit oldum. (Sonra birinci basamak) yeşil halis ipekle döşendi ve üzerine, Rasûlullah (s.a.v), Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali (r.anhum) oturdu. (Sonra) Hak Subhânehû ve Teâlâ Şeyh Abdulkadir’in kalbine tecelli etti. (Şeyh) eğildi, neredeyse düşecekti ki düşmemesi için hemen Rasûlullah (s.a.v) onu tuttu. Sonra küçüldü tâ ki serçe kadar oldu. Sonra büyüdü tâ ki kocaman (dev gibi) bir suret aldı. Sonra bunların hepsi benden gizlendi (kayboldu)…

(Ravi) dedi ki:

– Şeyh Bekâ’ya Nebi (s.a.v)’i ve Ashabını görmesinin nasıl olduğu soruldu. (O):

– Ruhları teşekkül etti (varlık ve biçim kazandı) ve Allah Teâlâ da onları, zuhur edip (görünecekleri) bir kuvvetle teyid etti. Böylece onları âyânların sıfatında ve itikad (edilen) suretlerde (olmak üzere), Allah Teâlâ’nın onları görmesi için teyid ettiği kimse görebiliyor. (Bunun böyle olabilmesine) delil (ise) Mîrâc hadisidir, dedi. (Yine Şeyh Bekâya), Şeyh Abdulkadir’in küçülmesi ve büyümesi (hâli) soruldu. (O):

– Birinci tecelli sıfat ile idi. Bu sebepten eğer Rasûlullah (s.a.v) yetişmeseydi Şeyh neredeyse düşecekti… İkinci tecelli ise mevsufuna nazaran celal sıfatı ile idi. Bundan dolayı Şeyh küçüldü… Üçüncü tecelli ise müşahede bakımından cemal sıfatı ile idi. Bu ise, Şeyh’in (büyümesi hâlinin) manasıdır, dedi (ve şu ayeti okudu): “Bu, Allah’ın bir fazlıdır onu dilediğine verir. Allah yüce fazilet sahibidir…” (Hadîd, 21)

(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)