YİRMİ DOKUZUNCU MENKIBE
(Hz. Pîr’in Meclisini Terk Edenin Belaya Uğraması ve Meclisine Cinlerinde Gelmesi)
”Sâvî” diye bilinen Şeyh Ebu Zekeriya Yahya b. Nasr Bağdâdî’den rivayetle, dedi ki:
– Babamdan işittim, diyordu ki:
– Bir defasında “Azêim’de” cinleri çağırdım (fakat) bana icabetleri (gelmeleri) (her zaman ki) âdetlerinden (biraz daha) yavaş oldu (gecikti). Sonra bana geldiler ve;
– Şeyh insanlara konuşurken (sohbet ederken) bir daha bizi çağırma, dediler. Ben:
– Niçin? dedim. (Onlar):
– Biz onun (meclisinde) hazır bulunuyoruz, dediler. Ben:
– Siz de mi? dedim. (Onlar):
– Bizim onun meclisindeki izdihamımız (kalabalığımız) insanların izdihamından (kalabalığından) daha şiddetlidir (çoktur). Bizden birçok taifeler (gruplar), onun huzurunda Müslüman olmuş tevbe etmiştir, dediler…
————————
Ebu Hafs Ömer b. Hüseyin b. Halil Tîbî’den rivayetle, dedi ki:
– Şeyh Abdulkadir (r.a) bazı günler bana:
– Ey Ömer! Meclisime devam et (terk etme). Muhakkak Allah onu (meclisi) terk edene, (yine) onda (mecliste) belâ ve azli (rüsvaylığı, makamından inip ilişiğinin kesilmesi hâllerini) taksim ediyor, (veriyor), dedi…
Şeyh Ebu Hafs dedi ki:
– Bunun üzerinden bir müddet geçti. Günlerin birinde meclisteyken bana uyku bastırdı. Güzümü kapadım ve gökten kırmızı ve yeşil mahlûkatın inip meclisteki ahalinin üzerine düştüğünü (konduğunu) gördüm. Korku (ve dehşetle) gözlerimi açtım. İnsanlara (bunu) söylemek için sıçrayıp kalktım. (Hemen) o an Şeyh (r.a) bana nida ederek:
– Sus. Haber, göz ile görmeye benzemez, dedi… En doğrusunu Allah bilir…
(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)