SORU: Selefîlikte/Vehhabîlikte Tevhîd inancı…
CEVAP:
Muhammed b. Abdülvehhâb’ın görüşlerinin temelini “tevhîd inancı” teşkil eder. Ona göre tevhîd; kalp, dil ve amel ile olmalıdır ve bunlardan birisi eksik olursa kişi Müslüman sayılmaz. Muhammed b. Abdülvehhâb “Keşfu’ş-Şubuhât” isimli kitabında şöyle der: “Rasûlullah (s.a.v)’in savaştığı müşrikler de Allah’ın birliğine inanıyorlardı. Bunlardan bazıları gece gündüz Allah’a dua ederler, bazıları Allah’a yakınlık veya şefaat niyetiyle meleklere, Lât gibi iyi insanlara veya Hz. İsa gibi Peygambere dua edip onlardan bir şey isterlerdi.” Yine aynı eserin başka bir yerinde de şöyle der: “İlk zaman müşrikleri Allah ile beraber, Allah’a itaat edip O’nun emrine boyun eğmiş olan peygamberlere, evliyaya, meleklere ya da taşlara ve ağaçlara iltica ederlerdi. Zamanımızdaki insanlar ise Allah ile beraber, fasıkların en şiddetlisi olan, zina eden, hırsızlık yapan, namaz kılmayan vb. kimselere iltica ederler. Salih kimselere iltica etmek ise fasıklığı açıkça görülen kimseye iltica etmekten daha hafiftir.”
Abdülvehhab’a göre tevhid üçe ayrılır. 1- Allah’ı, isim ve sıfatlarında birlemek 2- “Tevhîdu’r-Rubûbiyyet” yani Allah’ın her şeyin Rabbi ve Maliki olduğunu bilmek ve ikrar etmek 3- “Tevhîdu’l-Ulûhiyyet” olup, kulların fiilleri ile Allah’ı birlemeleri ki bu, kulun açık ve gizli söylemlerine taalluk eder. Tevhîdu’l-Ulûhiyyet; ortağı olmayan Allah’tan başkasına dua ve recada bulunmamak, Allah’tan başkasından medet ummamak ve bir melek veya peygamber için bile olsa kurban kesmemektir. Allah’tan başkasından yardım isteyen, Allah’tan başkası için kurban kesen ve adak adayan, Allah’a ortak koşan, Allah’tan başkasından meded isteyen, Allah’ın haram kıldığından sakınmayan kimse kâfirdir ve dolayısıyla bu kimselerin malları ve canları helal olup, hakiki muvahhidlerin bu müşriklere saldırıp mallarını yağmalamaları ve öldürmeleri helaldir. Zira bu kimseler, küfürle imanı ayırt eden “amelî tevhid”’i terk etmişlerdir.
Vehhâbîler, amelin imandan bir cüz (parça) olduğu hususunda İbn-i Teymiyye’ye uyarlar ve onlara göre, farz olan bir fiili ister tembellik etiğinden dolayı, ister inkâr ettiğinden dolayı terk eden herkes kâfirdir ve dolayısıyla malları ve kanları helaldir. Vehhâbîler her ne kadar amelde de itikadda da Hanbelî olduklarını söyleseler de, Ahmed b. Hanbel ile bir alakaları olmadığı aşikârdır…