SORU: Şans oyunları ve kumardan elde edilen kazanç haram mıdır? Kumar nedir? “Kumar” kelimesinin anlamı nedir? Kumar ve şans oyunlarının haram olduğunu bildiren bir ayet var mıdır?
CEVAP:
a) Nisâ suresi 29. ayet-i kerime’de “malı batıl ve haksız yolla elde etmek” haram kılınmıştır. Kumar ve diğer şans oyunları da ayette belirtilen “malı batıl ve haksız yolla elde etmek“ kavramı altına girmektedir. Dolayısıyla kumar ve şans oyunları vasıtasıyla elde edilen bütün kazançlar haramdır…
b) Kumar; oyunculardan birine mutlak bir şey kazandıran, diğerine kaybettiren her türlü oyundur. Kumar olan her oyun haramdır. Kolaylıkla mal elde etmek veya kaybetmek olduğu için Kur’an’da “meysir” diye zikredilen kumar, kolaylık anlamındaki “yüsr” kökünden gelmektedir…
c) Bu husustaki âyet-i kerime şöyledir: “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi? Allah’a itaat edin, Rasûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Rasûlümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir…” (Mâide, 5/90-92)
Bu ayette kumar ve şans oyunlarının haram olduğuna dair 10 delil mevcut olup bunlar şunlardır:
1- Cenâb-ı Hak kumarı ve şans oyunlarını puta tapmak ile birlikte zikretmiş ve bunları puta tapmaya atfetmiştir…
2- Kumar ve şans oyunlarına “necis“ demiştir…
3- Kumar ve şans oyunlarını şeytanın amellerinden saymıştır…
4- Kumar ve şans oyunlarından sakınılmasını emretmiştir…
5- Her iki cihanda kurtuluşu kumar ve şans oyunlarından sakınmaya bağlamıştır…
6- Şeytanın kumar ve şans oyunları gibi şeylerle insanlar arasına düşmanlık sokma özelliğini zikretmiştir…
7- Buğzun ve kinin oluşumuna kumar ve şans oyunlarını sebep göstermiştir…
8- Allah’ın zikrinden alıkonmayı kumar ve şans oyunlarına bağlamıştır…
9- Namazdan alıkonma özelliğini kumar ve şans oyunlarına atfetmiştir…
10- Tehdidi ilân eden soru sığasıyla, edebî bir yasaklama getirmiştir…
(İbn-i Âbidin, İhtiyâr, Cezîrî -dört mezhebe göre- İslâm Fıkhı, Zuhaylî -dört mezhebe göre- İslam Fıkhı ve Nasbu’r-Râye)