عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ وَهُوَ عَلَى الْمِنْبَرِ: إِنَّ بَنِى هِشَامِ بْنِ الْمُغِيرَةِ اسْتَأْذَنُوا ف۪ى أَنْ يُنْكِحُوا ابْنَتَهُمْ عَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ فَلَا اٰذَنُ، ثُمَّ لَا اٰذَنُ، ثُمَّ لَا اٰذَنُ، إِلَّا أَنْ يُرِيدَ ابْنُ أَبِى طَالِبٍ أَنْ يُطَلِّقَ ابْنَتِى وَيَنْكِحَ ابْنَتَهُمْ، فَإِنَّمَا هِىَ بَضْعَةٌ مِنِّى، يُرِيبُنِى مَا أَرَابَهَا وَيُؤْذِينِى مَا اٰذَاهَا
2.HADİS
Misver b. Mahreme (r.a)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i, minberde şöyle buyururken işittim: “Benî Hişam b. Muğîre, kızlarını[1] Ali b. Ebî Talib’e nikâhlamak için benden izin istediler. İzin vermiyorum, sonra izin vermiyorum, sonra izin vermiyorum! Ancak, Ebû Talib’in oğlu kızımı boşayıp onların kızını nikâhlamak isterse (o başka)! Muhakkak (Fâtımâ), benden bir parçadır. Onu üzen şey beni üzer ve ona eziyet veren şey bana eziyet verir…” (Buhârî, Nikâh)
[1] Bu, Ebû Cehl’in kızı olup ismi; Cemîle ya da Cüveyriye’dir. Benû Hişâm, Ebû Cehl’in kardeşleri, yani kızın amcalarıdır. Mekke’nin fethi senesinde Müslümanlar olmuşlardır…