عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ: بَعَثَ النَّبِيُّ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِبَرَاءَةَ مَعَ أَبِي بَكْرٍ ثُمَّ دَعَاهُ فَقَالَ: لَا يَنْبَغِي لِأَحَدٍ أَنْ يُبَلِّغَ هٰذَا إِلَّا رَجُلٌ مِنْ أَهْلِي. فَدَعَا عَلِيًّا فَأَعْطَاهُ إِيَّاهَا
19.HADİS
Enes b. Mâlik (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebî (s.a.v), Berâe (sûresinin bazı ayetlerini veda haccından bir sene önce, tebliğ etmesi için) Ebû Bekir’le gönderdi. Sonra onu çağırdı ve: “Bu (âyetleri), Benim ehlimden başka birinin tebliğ etmesi uygun olmaz” buyurdu. (Sonra) Ali’yi çağırdı ve onu Ali’ye verdi…
Not: Arapların adetlerinden biride, aralarında yapılacak veya bozulacak bir antlaşma olacağı vakit bu işi ancak o kavmin efendisi veya onun enyakın akrabasının yapması idi. Bu işi bu iki kimseden başkasından kabul etmezlerdi. Rasûlullah (s.a.v) de veda haccından bir sene önce Ebû Bekir (r.a.)’ı bir grupla hem haccetmek hem de Berâe sûresini tebliğ etmesi için göndermişti. Sonra Rasûlullah (s.a.v) yukarıda ki adet üzere veya başka rivayetlerde olduğu gibi Cebrâil (a.s.)’ın bildirmesi üzere Ebû Bekir (r.a.)’ı geri çağırıp Ali (r.a)’ı bu sûreyi ve içerdiği antlaşmalarla ilgili hükümleri tebliğ etmesi için gönderdi. Böylece Ebû Bekir (r.a) kafilenin hac emîri olarak görevine devam etti, Ali (r.a)’de Berâe sûresini tebliğ ile vazifesini o yıl ki hacda eda etti… (Tirmizî, Tefsîru’l Kur’ân, Bâb 9 Tevbe Sûresi Tefsiri)