عَنْ عَلِىٍّ قَالَ: لَمَّا وُلِدَ الْحَسَنُ سَمَّيْتُهُ حَرْبًا فَجَاءَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: أَرُونِى ابْنِى مَا سَمَّيْتُمُوهُ؟ قَالَ: قُلْتُ: حَرْبًا. قَالَ: بَلْ هُوَ حَسَنٌ. فَلَمَّا وُلِدَ الْحُسَيْنُ سَمَّيْتُهُ حَرْبًا فَجَاءَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: أَرُونِى ابْنِى مَا سَمَّيْتُمُوهُ؟ قَالَ: قُلْتُ: حَرْبًا. قَالَ: بَلْ هُوَ حُسَيْنٌ. فَلَمَّا وُلِدَ الثَّالِثُ سَمَّيْتُهُ حَرْبًا فَجَاءَ النَّبِىُّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: أَرُونِى ابْنِى مَا سَمَّيْتُمُوهُ؟ قُلْتُ: حَرْبًا. قَالَ: بَلْ هُوَ مُحَسِّنٌ. ثُمَّ قَالَ: سَمَّيْتُهُمْ بِأَسْمَاءِ وَلَدِ هَارُونَ شَبَّرُ وَشَبِيرُ وَمُشَبِّرُ
38.HADİS
Ali (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Hasan doğduğu zaman ona “Harb” ismini koydum. Rasûlullâh (s.a.v.) geldi ve: “Bana oğlumu gösterin, ona ne isim koydunuz?” buyurdu. (Ali devamla) dedi ki: “Harb” dedim. “Hayır, o Hasan’dır!” buyurdu. Hüseyin doğduğu zaman da ona “Harb” ismini koydum. Rasûlullâh (s.a.v.) geldi ve: “Bana oğlumu gösterin, ona ne isim koydunuz?” buyurdu. (Ali devamla) dedi ki: “Harb” dedim. “Hayır, o Hüseyin’dir!” buyurdu. Üçüncü doğduğu zaman da ona “Harb” ismini koydum. Nebi (s.a.v.) geldi ve: “Bana oğlumu gösterin, ona ne isim koydunuz?” buyurdu. “Harb” dedim. “Hayır, o Muhassin’dir!” buyurdu. Sonra: “Ben, onlara, Harun’un evlatlarının isimleri olan, ‘Şebber, Şebîr ve Müşebbir’[1] koydum” buyurdu… (Ahmed b. Hanbel)
[1] Şebber, Şebîr ve Müşebbir, Harûn (a.s.)’ın oğullarının isimleridir… Arapça manaları; Hasan (güzel), Hüseyin (güzelcik) ve Muhassin (güzel kılan ya da süsleyen)dir…
