Hac yapan kişinin hac kurbanının haricinde, kurban bayramından dolayı kurban kesmesi gerekir mi?

SORU: Hac yapan kişinin hac kurbanının haricinde, kurban bayramından dolayı kurban kesmesi gerekir mi? 

CEVAP:

a) Hac Kurbanı: Hacc-ı İfrâd yapan kimse, şeytan taşladıktan sonra, yaptığı hacdan dolayı isterse kurban keser isterse kesmez; ancak kurban kesmesi efdaldir…

Hacc-ı Kırân ve Hacc-ı Temettu’ yapan kimseye ise, yaptığı hacdan dolayı kurban kesmek vaciptir…

b) Kurban Bayramı Kurbanı: Hac yapan kimse, seferî ise ona bayram kurbanı vacip değildir. Hacı, seferî değilse ve dinen de zengin ise Mekkeliler gibi ona da bayram kurbanı vaciptir, kesmesi gerekir…

Hacı, Mekke’de seferi midir yoksa mukim midir?

Bu durumla ilgili değişik hükümler şöyledir:

1- Bir hacı, Zilhicce’nin ilk 10 gününde Mekke’ye girerse ve 15 gün kalmaya niyet ederse mukim olmaz. Çünkü (bu 10 günlük süre içinde) Mina’ya ve Arafat’a çıkacaktır, bu niyetle gelmiştir. Bu sebeple Mekke de kalacağı süre 15 günden az olacaktır ve hükmen seferi olacaktır…

2- Eğer hacı Mina’dan Mekke’ye döndükten sonra 15 gün kalmaya niyet ederse mukim olur…

3- Hacının, Arafat’a ve Mina’ya gitmeden önce Mekke’de 15 gün kalma durumu var ise ve Mekke’de 15 gün kalmaya da niyet etmişse o halde Mekke’de mukim olur…

4- Hacı, kaldığı 15 gün müddetince bir yerde gecelemeye, diğer yerde de gündüz kalmaya niyet etse bakılır: İlk önce gündüz kalacağı yere giderse seferî olur. Lakin ilk önce gece kalacağı yere giderse mukim olur ve oradan başka yere giderse de seferî olmaz. Çünkü kişinin ikamet yeri gecelediği yerdir…

5- Hacı, Medine’de 15 gün kalmaya niyet ederse mukim olur…

Bu hususta İbn-i Âbidîn şu nükteyi nakletmiştir: İsa b. Ebâ’nın fakih olmasına sebep olan konu, hacının Mekke’de mukim olup olmayacağı meselesidir. İsa b. Ebâ, hadis okumakla meşgul bir zattır ve başından geçenleri kendisi şöyle anlatır: “Zilhiccenin ilk 10 gününde bir arkadaşımla birlikte Mekke’ye girdim ve orada 1 ay kalmağa niyet ettim. Namazlarımı da dört rekât üzerinden tamamlamaya başladım. Derken Ebû Hanife’nin talebelerinden biri bana rastlayarak, ‘Sen hata ediyorsun, (namazları kısaltarak kılman lazım, seferîsin); çünkü Mina’ya ve Arafat’a çıkacaksın’ dedi. Mina’dan döndüğümde arkadaşım çıkmaya niyet etti. Ben de ona arkadaşlık etmek istedim ve namazları kısa kılmaya başladım. Ebû Hanife’nin talebesi bana yine; ‘Hata ettin; çünkü sen Mekke’de mukimsin (çünkü 15 gün kalmaya niyet ettin, namazları kısaltamazsın), oradan (yani Mekke’den) çıkmadıkça seferi olamazsın’ dedi. Kendi kendime, ‘Ben bir meselede iki yerde hata ettim!’ dedim ve İmam Muhammed’in ilim meclisine dönerek fıkıhla meşgul oldum…”

(İbn-i Âbidîn’in Cemre-i Akabe’de Şeytan Taşlama Babı, Kıran ve Temettu’ Haccı Babı ve Müsâfirîn Namazı Babı)