فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ: سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: “لَا نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ. إِنَّمَا يَأْكُلُ اٰلُ مُحَمَّدٍ ف۪ي هٰذَا الْمَالِ.” وَاللّٰهِ لَقَرَابَةُ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَحَبُّ إِلَيَّ أَنْ أَصِلَ مِنْ قَرَابَتِي
100.HADİS
Ebû Bekir (r.a) şöyle dedi: Nebi (s.a.v)’i şöyle buyururken işittim: “(Biz Peygamberler) mirasçı olunmayız. Bıraktığımız (bütün mallar) sadakadır. Ancak bu maldan Muhammed’in âli yer.[1]” Allah’a yemin olsun ki, Rasûlullah (s.a.v)’in yakınları(nı gözetmek) bana, kendi yakınlarımı gözetmemden daha sevimlidir…” (Buhârî, Meğâzî)
[1] Ehl-i Beyt’e bu maldan ihtiyaçları miktarınca, yetecek kadar verilir. Ancak bu, miras kabilinden değildir…