Boşanma, evlenme ve alış-veriş gibi şeylerde dava açılınca, yalancı şahitle bile olsa verilen hüküm geçerli midir?

SORU: Boşanma, evlenme ve alış-veriş gibi şeylerde dava açılınca, yalancı şahitle bile olsa verilen hüküm geçerli midir? Bir kadın bir erkek üzerine o erkeğin kendisiyle evlendiğine dair şahit getirse ve hâlbuki o erkek o kadınla evlenmemiş olsa ve hâkim/kâdı da yalancı şahitlerin şahitlikleri gereğince hüküm verse, bu kadının kendisini bu adama teslim etmesi caiz midir?

CEVAP:

a) Boşanma, evlenme ve alış-veriş gibi şeylerde belirli bir sebeple dava açılınca yalancı şahitle bile olsa, (arzedilen hususun) helal olduğuna veya haram olduğuna dair hüküm verilmesi hem insanlar yanında hem de Allah (c.c) katında sahih ve geçerlidir. Bu, İmam Âzam (rh.a)’e göredir… İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre ise “Yalancı şahitlerle verilen hüküm, insanlar yanında geçerli olup Allah (c.c) katında ise sahih ve geçerli olmaz…

Buna göre, bir kadın bir erkek üzerine o erkeğin kendisiyle evlendiğine dair şahit getirse ve hâlbuki o erkek o kadınla evlenmemiş olsa ve hâkim/kâdı da yalancı şahitlerin şahitlikleri gereğince hüküm verse, İmam Âzam (rh.a)’e göre, bu kadının kendisini bu adama teslim etmesi caizdir… İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre ise, kadının nefsini bu adama teslim etmesi caiz değildir…

İmam Âzam (rh.a)’in delili şudur: “Ali (r.a) zamanında bir adam bir kadına dava açıp ‘Bu kadın benim nikâhlımdır’ demiş ve iki şahit getirmiş, şahitler de ‘Bu kadın bu adamın nikâhlısıdır’ diye şahitlik yapmışlar ve bunun üzerine Ali (r.a) şahitlerin şahitlikleri gereğince hüküm vermişti. Bunun üzerine kadın, Ali (r.a)’a; ‘Ey Müminlerin Emiri! Gerçi benim üzerime nikâh sabit olmuştur, fakat gerçekten daha önce ben bu adama nikâhlı değildim. Hiç olmazsa şimdi benim rızamla benim nikâhımı bu adama kıy’ dediğinde Ali (r.a); ‘Senin nikâhını senin şahitlerin kıymıştır’ demiştir…”

b) Yalancı şahitlere göre verilen hükmün Allah (c.c) katında sabit olması durumu mülklerde yani yiyecek, içecek ve cariye gibi hususlarda geçerli değildir. Böyle bir hüküm insanlar yanında sabit olur ancak Allah (c.c) katında sabit olmaz. Örneğin, bir kimse bir cariyeyi satın aldığını veya kendisine miras kaldığını söylemeksizin kendisinin mülkü olduğunu iddia edip yalancı şahitler getirse, kâdı/hâkim de bu cariyenin o kimsenin mülkü olduğuna hükmetse, bu hüküm insanlar yanında sahih ve geçerlidir, lakin Allah (c.c) katında sahih ve geçerli değildir. Binaenaleyh bu adamın bu cariyeye cinsî yakınlıkta bulunması ittifakla caiz olmaz…

c) Sadaka ve hibe hakkında yalancı şahitlerin şahitliklerine binaen hüküm verme hususunda ise iki rivayet vardır… (Mültekâ/Mevkûfât)