90. Menkıbe… Hz. Pîr’i Şeyhlerin ziyareti sırasında hizmetçisi ile arasında geçen hadise

DOKSANINCI MENKIBE

(Hz. Pîr’i Şeyhlerin Ziyareti Sırasında Hizmetçisi İle Arasında Geçen Hadise)

Aslen de, oturduğu yer olarak da (Kazvinli olan) Şeyh Ebû Abdullah Muhammed Cîlî Kazvînî ve Şeyh Ebû İshak İbrahim b. Abdullah Taberî’den rivayetle, ikisi dediler ki:

– Şeyh Muhyiddin Abdulkadir (r.a)’ın hali şöhret bulduğunda, Cîlan meşayihinden üç Şeyh onu ziyarete gittiler. Bağdat’a girip de medresesine geldiklerinde (girmek için) izin istediler. (İçeri girdiklerinde Şeyhi), oturmuş ve elinde de bir kitap olduğu hâlde buldular. İbriğinin ise kıbleden başka bir yöne dönük olduğunu gördüler. Hizmetçi de onun huzurunda (ayakta) duruyordu. Hizmetçinin (bu duruşuyla) aşırıya gidişini ve ibriğin (yönünün kıbleden başka yöne dönük oluşunu), Şeyh’ten kabul etmez bir bakışla birbirlerine baktılar. Bunun üzerine (Şeyh) kitabı elinden bıraktı, bir onlara baktı, bir hizmetçiye baktı ve hizmetçi ölü olarak (yere) düştü, bir de ibriğe baktı ve o da kendiliğinden kıbleye döndü…

 

—————————————

 

(Şeyh Ebû Abdullah ve Şeyh Ebû İshak) dediler ki:

– (Şeyh Abdulkadir’in) medresesine, Şeyh Bekâ b. Battû, Şeyh Ali b. Hîtî, Şeyh Ebû Said Kaylevî ve Şeyh Mâcid Kürdî geldi. Bunun üzerine Şeyh hizmetçisine sofra açmasını emretti. (Sofrayı) hazırlayıp da yemeye başladıklarında (Şeyh) hizmetçisine: – Otur ve ye, dedi. (Hizmetçi):

– Ben orucum, dedi. (Şeyh):

– Ye! Ve sana (yine) orucunun sevabı vardır, dedi. (Hizmetçi):

– Ben orucum, dedi. (Şeyh):

– Ye! Ve sana bir hafta orucun sevabı vardır, dedi. (Hizmetçi):

– Ben orucum, dedi. (Şeyh):

– Ye! Ve sana bir senelik orucunun sevabı vardır, dedi. (Hizmetçi):

– Ben orucum, dedi. (Şeyh):

– Ye! Ve sana sonsuz orucunun sevabı vardır, dedi. (Hizmetçi yine):

– Ben orucum, dedi. Bunun üzerine (Şeyh) ona gazapla baktı ve o an (hizmetçi) yere düştü. Bedeni şişti, irin ve kan damlatmaya başladı. (Bunu görünce) orada hazır bulunan meşayih ona şefaatte bulundular, ona olan gazabını yatıştırdılar, tâ ki ondan razı oldu. Böylece (hizmetçi kendisinde) hiçbir şey yokmuş gibi (tekrar eski) hâline döndü… Allah bizi ondan istifade ettirsin… Âmin