ELLİ BİRİNCİ MENKIBE
(Şeyhlerin Hz. Pîr’in Kıyametteki Hâli Hakkındaki Bir Rüyaları ve Hz. Pîr’in Bir Manzumesi)
Salih Meşayih(ler), Şeyh Ebu Muhammed Abdulkerim b. Mansûr Bağdâdî, Şeyh Ebu Zekeriya b. Yusuf Ensârî Sarsarî, Şeyh Ebu Hasan b. Muhammed Basrî Mukrî ve Şeyh Ebu Hasan Ali Muhammed b. Muhammed b. Vaddâh’tan rivayetle, dediler ki:
– Altı yüz on senesinde Kudve Şeyh Ebu Muhammed Ali b. İdris Yakûbî’nin yanında iken, “Büreyde” de (herkesçe) bilinen Şeyh Salih Ebu Hafs Ömer çıkageldi. Şeyh Ali ona:
– Onlara rüyanı anlat, dedi. (O):
– Rüyamda kıyamet kopmuştu. Peygamberler ve ümmetleri mahşer yerine geliyorlardı. Peygamberlerden bazısını iki kişi (bazısını da) bir kişi izliyor (peşinden gidiyordu). Sonra Rasûlullah (s.a.v) geldi, (arkasından) ümmeti onu sel gibi takip ediyordu. Onların içinde Şeyhler de vardı. Her Şeyh ile birlikte de ashabı vardı. Sayı, nur ve sevinç (saadet) bakımından takviye (imdat) olunmuşlardı. (Yine) bir kişi ve (belirli) sayıda Şeyhler, beraberlerinde diğerlerinden daha üstün (daha faziletli) çok kalabalık (bir toplulukla) geldi. Onların (kim olduklarını) sordum. Bana: “Bu Şeyh Abdulkadir ve ashabı”, denildi. Ona doğru gittim ve “Ey Efendim, Şeyhlerin içerisinde senden daha azametlisini ve tâbî olanların içinde de tâbîsi senden daha güzel olanı görmedim”, dedim ve uyandım”, dedi.
(Ravi devamla) dedi ki:
– (O vakit) Şeyh Muhammed Vaiz Hayyât da hazır bulunuyordu. Şeyh Ali b. İdris ona:
– Ey Muhammed, Şeyh Abdulkadir’in lisanı üzere bu manada bir şiir söyle, dedi. (O da şöyle söyledi):
Kutlu olsun acemliye, muhakkak Ben kafilenin önderiyim
Onları götürüyorum genişlik (cömertlik) yurdunu kastederek
Onları muhafaza ediyorum ve herkes kendi hâliyle meşgul
Onları (zatı) Kudüs’ün huzurunda kurbiyete (yakınlığa) indiriyorum
Benim bir durağım vardır ki bütün taifeler ordadır
Tatlı içecekler ve içilecek yerlerin kaynakları da benimdir
Safvet ehlinin (seçkinlerin) hepsi arkamdan gelirler
Keskin kılıcın kesmesinden daha (çabuk) yerine gelen (istekler) himmetler
(Bunu duyunca) Şeyh İbn-i Hîtî:
– Çok güzel dedin, çok güzel dedin ve gerçekten doğru söyledin, dedi…
———————–
Şeyh Ebu Hasan Ali b. Selman Bağdadî’den rivayetle dedi ki:
– Şeyh Kudve Ebu Hasan Cûsekî -Allah Teâlâ ona rahmet etsin- dedi ki:
– Şeyh Ali b. Hîtî ve Şeyh Bekânın yanında -Allah onların hepsinden razı olsun- hazır bulundum. Şeyh Abdulkadir (şu manzumeyi söyleyip) dedi ki:
– Her tarikatta (yolda) Benim aşık atılamayacak (kımıldatılamayacak) kuvvetli bir er’im vardır… Her kara (parçasında) Benim yarışılamayan (geçilemeyen) bir atım vardır… Her ordu da Benim karşı gelinmeyen bir hükümdarım vardır… Her toplulukta Benim azil olunmayan bir halifem vardır… Allah bizi ondan istifade ettirsin…
(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)