Zekât vermesi farz olmayan herkes zekât alabilir diye bir genelleme var mıdır?

SORU: “İnsanlar, zekât vermesi vacip olmayan herkesin zekât almasının helal olduğunu zannediyorlar” bu doğru mudur?

CEVAP:

İnsanlar, zekât (vermesi) vacip olmayan herkesin zekât almasının helal olduğunu zannediyorlar, (lakin bunlar) birbirine bağlı değildir (yani zekât vermesi farz olmayan herkes zekât alabilir diye bir genelleme yoktur). Çünkü (kişi), zekâtın vacip olması bakımından nisap sahibi olmayıp, zekât malını almayı haram kılmayla ilintili (müteallık) olan zenginliğin sahibi olabilir (yani kişi zekât vermeyi farz kılan nisap miktarı mala sahip olmayıp, zekât almayı haram kılan nisap miktarı mala sahip olabilir). (Bunu) anla, (zira) insanlar bundan gafildirler…

 

a) (Kemal) İbnü’l Hümâm “Fethu’l Kadîr”’de şöyle demiştir: Hâsıl (sonuç olarak ortaya çıkan şudur ki), nisaplar üçtür:

1- (Birinci çeşit nisap); malikine zekâtı icap ettiren nisap. Bu (nisap), hilkaten (hakiki),  veya hükmen (takdîrî) olarak üreyici ve borçtan hâlî olan (nisaptır)…

(Hakiki olarak malın üreyici olması; örneğin hayvanların doğurması ve ticaret vasıtasıyla kazanılan paralar. Hükmen malın üreyici olması; örneğin kadınların bilezikleri, çalıştırılmayan paralar keza malın sahibinin veya vekilinin elinde olup kullanmaya salahiyetli olması da malın hükmen üreyici olması demektir…)

2- (İkinci çeşit nisap); (malikine) zekâtı icap ettirmeyen nisap. Bu (nisap), ikisinden birisi olmayan (yani diğer iki çeşidin gayrı olan nisaptır). Eğer malikinin ihtiyacı (bu nisabı) kaplarsa (bu kimsenin zekât) alması helal olur…

Aksi olursa (yani malikinin ihtiyacı bu nisabı kaplamazsa zekât alması) haram olur, (örneğin),  nisaba denk (gelip de yani nisap miktarı olup) da hepsine ihtiyacı olmadığı elbiseler veya evinde hepsini kullanmaya ihtiyacı olmadığı ev eşyası, hizmetine ihtiyacı olmadığı köle, binmeye (ihtiyacı olmadığı) at ve oturmaya ihtiyacı olmadığı ev gibi…

Şayet (yukarıda) saydığımız şeyler (bu kimsenin) aslî ihtiyacından ise (yani tamamını da kullanmaya ihtiyacı varsa), (bu kişi) fakirdir ve zekâtı ona vermek helaldir. (Ancak bu kişinin) dilenmesi ise haramdır…

3- (Üçüncü çeşit nisap); (malikine) dilenmeyi haram kılan nisap. Bu (kimse), günlük yiyeceğine malik olan veya (günlük yiyeceğine malik) olmayıp da lakin (çalışıp) kazanmaya muktedir olan veyahut bundaki ihtilafa göre elli dirheme malik olan (kimsedir)…

 

b) “El-Bahr” sahibi, –“el-Kenz” sahibinin kavlinin altında- “nisaba malik zengin” diyerek, (nisabı) mutlak olarak (zikretmekle) vacip bütün mâlî (ibadetleri) mûcib olan; üreyici, borçtan hâlî ve aslî ihtiyaçlardan fazla olma (şartlarını barındıran) nisabı kapsamıştır…

Üreyici olmayıp da zikredilenlerden de hâlî/fâriğ olan nisap, üç şeyi mûcib kılar:

1- Fıtır sadakası

2- Kurban (kesmek)

3- Yakın akrabanın nafakası (ki yakınlardan murad, kazanmaktan aciz kalan erkekler yahut fakir kadınlardır. Anne babasına gelince, eğer kişi çok kazanıyorsa onları kendi nafakasına dâhil eder…)

Bu iki (nisaptan) her biri, zekât almayı (sahibine) haram kılar. (Yani üreyici, borçtan hâlî ve aslî ihtiyaçlardan fazla olan nisap, malikine zekât almayı haram kılar. Üreyici olmayıp, borçtan hâlî ve aslî ihtiyaçlardan fazla olan nisap ise malikine fıtır sadakası, kurban kesme ve yakınların nafakasını vacip kılmakla birlikte, keza malikine zekât almayı da haram kılar…)

Bu açıklamadan anlaşılıyor ki; zenginlik iki çeşittir:

1- (Birinci çeşit); zekât (vermeyi) sahibine vacip kılan ancak zekât almasını haram eyleyen zenginlik. Bu, takdîrî olsa bile üreyici olan ve ticaret için hazırlanmış maldır ki şayet iki paradan birisinin nisabına ulaşırsa -altın ve gümüşü kastediyorum- (malikine zekât vermeyi vacip, zekât almayı ise haram kılar)…

2- (İkinci çeşit); hem zekât (vermeyi) sahibine haram kılan ve hem de zekât almasını haram eyleyen zenginlik. Bu, aslî ihtiyaçlardan hâlî maldır…

(1) Kıymeti iki nisaptan (altın veya gümüşün nisabından) birisine ulaşırsa

(2) Şayet bu mal aslî ihtiyaçlardan fazla ise (örneğin), evin (aslî ihtiyaçlardan fazla) eşyası, ehlinin olmayan (yani ehlinden başkasının elinde ki) kitaplar veya içinde oturmaya ihtiyacı olmadığı ev (gibi malı var ise sahibine zekât vermeyi de zekât almayı da haram kılar).

Bu zenginlik, kendisiyle;

(a) Fıtır sadakasının vacipliğinin

(b) Kurbanın vacipliğinin ilintili (müteallık) olduğu zenginliktir.

(Bu nisap) sahibinin zekât alması caiz olmaz, tıpkı zekât verecek olanların (bu kimseye zekât) mallarından vermelerinin caiz olmadığı gibi…