PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK, Ehlisünnet değildir… PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK’ü Seyretmeyiniz, Kitaplarını/Yazılarını Okumayınız, İtibar Etmeyiniz…

 

PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK, Ehlisünnet değildir… PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK’ü Seyretmeyiniz, Kitaplarını/Yazılarını Okumayınız, İtibar Etmeyiniz…

 

PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK’ün BAZI GÖRÜŞLERİ AŞAĞIDA GELDİĞİ GİBİDİR…

 

1- Mustafa Öztürk, PROJE BİR KİŞİDİR VE ORYANTALİZME HİZMET EDER, MÜSTEŞRİKTİR…

 

2- Mustafa Öztürk, MEZHEPSİZDİR… BİR ZEHİRİ, 100 DOĞRUNUN ARASINA SIKIŞTIRIP HALKA ÖYLE SUNAR…

 

3- Mustafa Öztürk, TARİHSELCİDİR…

Tarihselcilik nedir? “Tarihselcilik, dinî hükümlerin bir kısmının zamana ve örfe dayalı oluşu gerçeğini istismar ederek ilme henüz yeni başlayanların zihinlerini bulandıran, akla vahyi reddetme yetkisi veren ve nihayetinde Kur’ân’ın dahi insan sözü olduğunu, çağımızda insanlığın referans alabileceği ilahî bir kaynak bulunmadığını iddia ederek yola sadece beşer aklıyla devam edilmesini öngören, İslâmî bünyeye yabancı, sistemleşememiş, ithal görüşler yığınıdır…”

 

4- Mustafa Öztürk, “MİRAÇ YOKTUR, BİR KURGUDAN İBARETTİR… MİRACA İNANMIYORUM KUSURA BAKMAYIN…”, DER… 

 

5- Mustafa Öztürk, “NAMAZ ‘İKİ’ YA DA ‘ÜÇ’ VAKİTTİR. O DA ‘İKİ’ REKÂTTIR. BELLİ BİR KILINIŞ ŞEKLİ VE VAKTİ YOKTUR. PEYGAMBER BUNU KENDİSİ ZAMANLA OLGUNLAŞTIRMIŞTIR…”, DER… 

 

6- Mustafa Öztürk, “CEMAATLE NAMAZ DİYE DE BİR ŞEY YOKTUR, ASIL OLAN BİR ARAYA GELMEK/TOPLANMAKTIR…”, DER… 

 

7- Mustafa Öztürk, “CEMAATLERİN TAMAMINI, “MANKURTLUK” VE “HAŞHAŞİLİK” İLE SUÇLAR…

 

8- Mustafa Öztürk, “CEMAATLERİN TAMAMINI, EHLİSÜNNET DIŞI SAPIK “BÂTİNİYYE” FIRKASINA BENZETİR…” 

 

9- Mustafa Öztürk, RASÛLULLAH (s.a.v)’in MUCİZELERİNİN UYDURMA OLDUĞUNU, SÖYLER…

 

10- Mustafa Öztürk, “BİZİM VAZİFEMİZİN SAHABENİN FAZİLETİNE SAHİP ÇIKMAK OLMADIĞINI…” SÖYLER…

 

11- Mustafa Öztürk, ASR-I SAADETTEKİ “İTTİB”’YA “ATALARIN DİNİ” DER VE “İMAN DEĞİL DE AKIL NE DİYORSA O DOĞRUDUR” İNANCINI SAVUNUR…

Mustafa Öztürk; “Atalar dininin, fıkıh mühendislerinin, ruhban sınıflarının, efendileştirilmiş hocaların vesayet ve velayetine karşı İslam’ın özü olan Kur’ân, esas itibariyle bireyi akla ve düşünmeye davet eder…” diyor…

Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco; “Bizim kutsal metinlerimiz için yaptığımız gibi onların da Kur’ân üzerine eleştirel bir çalışma yapmaları onlar için iyi olur diye düşünüyorum. Tarihsel-eleştirel bir yorumlama yöntemi, gelişmelerini sağlayacaktır…” demiştir…

 

12- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DA HATALAR VAR…” DER…

Mustafa Öztürk; “…Sırası gelmişken şunu da belirtelim ki dil, üslup ve ifade düzeyindeki mükemmelliğe atfen Kur’an’ın Arapça değil “Rabça” olduğuna ilişkin popüler söylem de gerçeğe tekabül etmemektedir. Çünkü Kur’an’da son derece beliğ ifadeler mevcut olduğu gibi lahn/HATA tartışmasına konu olan SORUNLU İBARELER de mevcuttur. (Mustafa Öztürk kendince hatalara örnek verip devamla şöyle der:) Diğer bir deyişle, Kur’ân’da îcâz olduğu kadar ıtnâb, itâle ve tatvîl de vardır. Azımsanamayacak ölçüde tekrarlar vardır. Keza ayetlerin hecelerinde ses uyumu (seci/nesir kafiyesi) sağlamak için, geçmiş zaman kalıbı yerine şimdiki zaman kalıbı kullanmak, tekil yerine çoğul, dişil yerine eril zamirler kullanmak, bazı özel isimlerin özgün şeklini değiştirmek, kelimelerin sonuna harf eklemek, harf düşürmek ve hatta “üzerine çıktıkları/çıkacakları merdivenler’ şeklinde tercüme edilen ‘ve meârice aleyhâ yezharûn’ (43/Zuhruf 33) ibaresinde olduğu gibi manaya katkısı bulunmadığı halde ayet sonuna aleyhâ yezharûn (üzerine çıktıkları/çıkacakları) şeklinde bir ibare eklemek gibi hususiyetler de mevcuttur…” der…

 

13- Mustafa Öztürk, KUR’ÂN-I KERÎM’DEKİ KISSALARIN HAKİKAT OLDUĞUNA İNANMAZ “DOGMATİKLİKTİR”, DER…

İlahiyatta tefsir derslerine giren Mustafa Öztürk; “Bizce bu noktada yapılacak en büyük yanlış, Kur’ân kıssalarının tümünü birer tarihi hakikat olarak mütalaa etmektir…”, der…

Dogmatik: “Gerçekliği sorgulanmadan, din veya bazı kişiler tarafından empoze edilen bilgilerdir…”

 

14- KUR’ÂN-I KERÎM’DEKİ KISSALAR İÇİN ASR- SAADETTEKİ MÜŞRİKLER; “BUNLAR ÖNCEKİLERİN MASALLARI…” DİYORDU, KUR’ÂN-I KERÎM’DEKİ KISSALAR İÇİN İLAHİYATÇI MUSTAFA ÖZTÜRK DE; “MİTOLOJİ/MASAL/HİKÂYE”, DER…

 

15- Mustafa Öztürk, İSLAM’I YIKMAYA ÇALIŞAN YAHUDİ ORYANTALİST JOSEF HOROVİTZ NE DEDİ İSE AYNISINI DER…

Mustafa Öztürk, YAHUDİ ORYANTALİST JOSEF HOROVİTZ GİBİ KUR’ÂN-I KERÎM’DEKİ KISSALAR İÇİN “MASAL”, “TEMSİL”, DER VE “ASLINDA BÖYLE ŞEYLERİN OLMADIĞINI…” SÖYLER…

 

16- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN-I KERÎM’İN BAZI AYETLERİNİN ALLAH’IN AYETLERİ OLMAYIP PEYGAMBER EFENDİMİZİN KENDİ SÖZLERİ OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Mustafa Öztürk, “Kur’ân, Vahiy, Nüzul” isimli kitabında Tevbe Suresi 29. ayetle ilgili olarak, Kur’ân-ı Kerîm’in bazı ayetlerinin Peygamber Efendimizin kendi lafzı olduğunu söyler hâlbuki Kur’ân-ı Kerîm’in bütün ayetleri tamamıyla Allah Teâla’nın kelamıdır ve kesinlikle de mahlûk değildir…

Mustafa Öztürk; “Bizim tercih ettiğimiz görüşe göre Cebrail, Kur’ân vahyini özellikle salt manalar (mefhumlar) olarak indirmiş; Rasûlullah bu manaları bellemiş ve Arap dilinin ifade kalıplarına kendisi döküvermiştir…” der…

Böylece Mustafa Öztürk, âlimlerin vahy-i ğayr-i metlüv/vahy-i hafî/vahy-i bâtın olarak ifade ettikleri vahiy türü ile vahy-i metlüv/vahy-i celî/vahy-i zâhir arasında, Kur’ân-ı Kerîm’e veya Sünnet’e aidiyet noktasında bir ayrıma gitmiyor. Dolayısıyla, Ulemanın bahsettiğimiz türden vahiyle alâkalı olan görüşünü, sanki vahy-i metlüvü de kapsayan bir görüşmüş gibi takdim etmiş oluyor…

 

17- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN, YAZILI BİR METİN DEĞİLDİR; ZİRA YAZILI BİR METİN EDEBÎ OLUR, EDEBÎ METİNDE DE TEKRARLAR OLMAZ; HÂLBUKİ KUR’ÂN’DA TEKRARLAR VARDIR… KUR’ÂN, BİLİNEN ANLAMDA BİR KİTAP DEĞİL, SÖZDÜR (!); İLK MUHATAPLARA ŞİFAHİ OLARAK AKTARILMIŞTIR… (!)”, DER…

 

18- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN-I KERÎM’İN AHLAKEN SORUNLU OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Mustafa Öztürk’e göre, “Allah’ın, Kur’ân’da kendisini yüceltmesi, büyüklüğünden bahsetmesi ve kendisi hakkında övücü sıfatlar kullanması düşünülemez, çünkü övünme ve iftihar, cahiliyye âdetidir. Bu sebeple Kur’ân’da geçen Esmâ-ü’l-Hüsnâyı, Allah’ın sözleri değil Peygamberin sözleri olarak kabul etmek gerekir…”

Mustafa Öztürk’e göre, başkasına beddua etmek bir acizlik ve çaresizlik göstergesi olup Allah’a yakışmaz. Başta “Ebû Leheb’in elleri kurusun! Kurudu zaten…” ayeti (Tebbet sûresi) olmak üzere, kâfirler ile İsrailoğullarına lanet ve beddua okuyan ayetler Allah’ın ayetleri değil Peygamberin sözleridir…”

Mustafa Öztürk’e göre, “Kur’ân’ın, Mekke dönemindeyken Ehl-i Kitâb hakkında olumlu ifadeler kullanıp, Medine döneminde Müslümanlar güçlenince Ehl-i Kitâb’a karşı savaş ilan etmesinin ahlaken bir çelişkidir.

Binaenaleyh Mustafa Öztürk’ün bu gibi sözleriyle yapmak istediği Kur’ân’ın bir insan sözü olduğunu ispat etmektir, şöyle ki; Allah yukarıdaki örnekte olduğu gibi ahlak dışına çıkmayacağına göre, ahlak dışına çıktığı değerlendirilen ayetler O’na değil Peygambere aittir…

 

19- Mustafa Öztürk, “HZ. İBRAHİM (a.s)’ın İMAN ADINA, AHLAKI BİR TARAFA BIRAKARAK, OĞLUNU KURBAN ETMEYE ÇALIŞTIĞINI…” SÖYLER… 

 

20- Mustafa Öztürk, “BAZI AYETLERE BAKINCA “ADALET VE AHLAK TANRISI GİBİ GÖRÜNEN ALLAH’IN” HER ZAMAN BÖYLE DAVRANMADIĞINI VE KONJONKTÜRE GÖRE TAVIR ALARAK ŞİDDETE BAŞVURDUĞUNU (!)…” SÖYLER…

 

21- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DA ANLATILAN KISSALARIN ALLAH TARAFINDAN RASÛLULLAH (S.A.V)’E BİLDİRİLMEDİĞİNİ, RASÛLULLAH (S.A.V)’İN BU KISSALARI ESKİ AHİD/TEVRAT’TAN ALDIĞINI…” SÖYLER…

Mustafa Öztürk; “Muhammed daha çok “Eski Ahid” kıssalarına başvurmuş ve onları nesilden nesle tekrar eden bir azap modeli olarak kullanmıştır… Kur’ânî anlatımdan edebi açıdan bir şey ummak zâiddir… Muhammed, Kitab-ı Mukaddes’teki malzemeyi iktibas ederken, eski ahit yazarlarının (Chronisten) edebi hikâyeciliğiyle rekabet etmek gibi bir amaç taşımıyordu…”, der…

 

22- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DA ANLATILAN HER ŞEYİN DOĞRU OLMADIĞINI…” SÖYLER…

Mustafa Öztürk; “Kur’ân’daki kıssalar, tarihi gerçekle birebir örtüşmez. Buna itiraz eder de, birebir örtüşür derseniz, o zaman, ‘geçmişte öyle de şimdi niye böyle’ sorunu ortaya çıkar. İlahi iradeye zorunluluk atfetmek imkânsızdır. Allah’ın hesap sisteminde 2+2 her zaman 4 etmez. Oysa Allah kendisini mutlak hâkim olarak nitelendirmektedir…”, der…

 

23- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’IN ALLAH KELAMI OLDUĞUNA, MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V)’İN DE ALLAH’IN PEYGAMBERİ OLDUĞUNA İNANMAMIZIN MÜMKÜN OLAMAYACAĞINI (!)…” İFADE EDER…

Mustafa Öztürk; “Şimdi siz nübüvveti Kur‘ân’dan hareketle ispattan söz ediyorsunuz. Ama bu ispat tarzı bana çok problemli görünüyor. Çünkü burada siz bir şeyi yine kendisinden hareketle ispatlamaya çalışıyorsunuz ve böylece mantık açısından “müsadere ale’l-matlûb” ya da “safsata” diye ifade edilen çok sıkıntılı bir durumla karşılaşıyorsunuz. Sanki “Hz. Peygamber’in Nebî ve Rasûl olduğunu Kur’ân ispatlıyor” diyorsunuz ve peşinden de “Kur’ân, Allah’ın kelamıdır” diye ekliyorsunuz… Peki, şimdi sorarım size, Kur’ân’ın Allah kelamı olduğunu nereden öğrendiniz? Yahut Kur’ân’a ilk olarak nasıl ulaştınız, onu nereden aldınız? On beş asır öncesinde Hicaz bölgesinde, Hira dağındaki bir mağarada Muhammed b. Abdullah isimli kişiye, yani Peygamber Efendimiz’e geldiğine inandığımız ve itimat ettiğimiz bir haberle Kur’ân’ın Kur’ân olduğuna vakıf olduk değil mi? Peki, Hz. Peygamber’in Allah’tan vahiy aldığına bizzat şahit olduk mu? Cibril’le karşılaşıp konuştuk mu? Hayır! Aksine Hz. Peygamber yaşadığı vahiy tecrübesini ilk olarak eşi Hz. Hatice’ye anlattı. Hz. Hatice buna inandı, derken haber yayıldı ve nihayet on beş asır sonra bugün burada Hira’da yaşanan o hadisenin mütevatir haber haline gelmesi sonucunda Kur’ân, vahiy, mucize ve nübüvvet gibi meseleleri tartışıyoruz… Şu halde, Hz. Peygamber’in kendi kendine, “Ben Rasûlüm, bu da Allah’ın kelamı olan Kur’ân” demesinin nasıl ispatlanacağı meselesini hiç dikkate almadan, Hz. Peygamber’in bu beyanının ilk olarak peşin iman ve itimattan başka bir yolla doğrulanması imkânının bulunmadığını akılda tutmadan, sanki Kur’ân bize bizzat Allah tarafından gönderilmişçesine, ayetler üzerinden nübüvveti ispata çalışmak ne kadar tutarlı bir yaklaşım olabilir? Kur’ân’ın Allah kelamı olduğunu kabul, öncelikle ve özellikle Hz. Peygamber’in gerçek Nebî ve Rasûl olduğuna itimattan geçer. Bu yüzden de Hz. Peygamber’e bigâne kalan ve onu dışarıda tutmaya çalışan, buna mukabil sürekli olarak “Varsa yoksa Kur’ân” deyip onu ön plana çıkaran yaklaşımı hem tutarsız, hem de gayr-ı ciddi bulduğumu söylemek zorundayım…”, der…

 

24- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’IN AHKÂM/HÜKÜM BİLDİREN AYETLERİNİN TARİHSEL OLDUĞUNU, BUNLARIN EVRENSEL OLMADIĞINI…” SÖYLER…

 

25- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’IN SADECE KENDİ ÇAĞINA HİTAP ETTİĞİNİ VE ARAP ÂDETİ ÜZERE İNDİĞİNİ, ARAP ÂDETİ ÜZERE GELEN HÜKÜMLERİN BUGÜNE TAŞINAMAYACAĞINI…” SÖYLER…

 

26- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’IN SADECE İLK DÖNEM MÜSLÜMANLARININ SORUNLARINI HALLETMEK İÇİN İNDİĞİNİ…” SÖYLER…

 

27- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DAKİ AHİRETLE İLGİLİ BÜTÜN TASVİRLERİN TARİHSEL OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Tarihselcilik nedir? “Tarihselcilik, dinî hükümlerin bir kısmının zamana ve örfe dayalı oluşu gerçeğini istismar ederek ilme henüz yeni başlayanların zihinlerini bulandıran, akla vahyi reddetme yetkisi veren ve nihayetinde Kur’ân’ın dahi insan sözü olduğunu, çağımızda insanlığın referans alabileceği ilahî bir kaynak bulunmadığını iddia ederek yola sadece beşer aklıyla devam edilmesini öngören, İslâmî bünyeye yabancı, sistemleşememiş, ithal görüşler yığınıdır…”

 

28- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DAKİ CENNET VE CEHENNEM TASVİRLERİNİN TARİHSEL OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Tarihselcilik nedir? “Tarihselcilik, dinî hükümlerin bir kısmının zamana ve örfe dayalı oluşu gerçeğini istismar ederek ilme henüz yeni başlayanların zihinlerini bulandıran, akla vahyi reddetme yetkisi veren ve nihayetinde Kur’ân’ın dahi insan sözü olduğunu, çağımızda insanlığın referans alabileceği ilahî bir kaynak bulunmadığını iddia ederek yola sadece beşer aklıyla devam edilmesini öngören, İslâmî bünyeye yabancı, sistemleşememiş, ithal görüşler yığınıdır…”

 

29- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DAKİ BAZI AHLAKİ HÜKÜMLERİN TARİHSEL OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Tarihselcilik nedir? “Tarihselcilik, dinî hükümlerin bir kısmının zamana ve örfe dayalı oluşu gerçeğini istismar ederek ilme henüz yeni başlayanların zihinlerini bulandıran, akla vahyi reddetme yetkisi veren ve nihayetinde Kur’ân’ın dahi insan sözü olduğunu, çağımızda insanlığın referans alabileceği ilahî bir kaynak bulunmadığını iddia ederek yola sadece beşer aklıyla devam edilmesini öngören, İslâmî bünyeye yabancı, sistemleşememiş, ithal görüşler yığınıdır…”

 

30- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DAKİ TEVHİD İNANCINA İLİŞKİN BAZI KUR’ÂN İFADELERİNİN TARİHSEL OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Tarihselcilik nedir? “Tarihselcilik, dinî hükümlerin bir kısmının zamana ve örfe dayalı oluşu gerçeğini istismar ederek ilme henüz yeni başlayanların zihinlerini bulandıran, akla vahyi reddetme yetkisi veren ve nihayetinde Kur’ân’ın dahi insan sözü olduğunu, çağımızda insanlığın referans alabileceği ilahî bir kaynak bulunmadığını iddia ederek yola sadece beşer aklıyla devam edilmesini öngören, İslâmî bünyeye yabancı, sistemleşememiş, ithal görüşler yığınıdır…”

 

31- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DAKİ SAVAŞ, HARAM AYLAR VE HİLALİN HALLERİ İLE İLGİLİ AYETLERİN TARİHSEL OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Tarihselcilik nedir? “Tarihselcilik, dinî hükümlerin bir kısmının zamana ve örfe dayalı oluşu gerçeğini istismar ederek ilme henüz yeni başlayanların zihinlerini bulandıran, akla vahyi reddetme yetkisi veren ve nihayetinde Kur’ân’ın dahi insan sözü olduğunu, çağımızda insanlığın referans alabileceği ilahî bir kaynak bulunmadığını iddia ederek yola sadece beşer aklıyla devam edilmesini öngören, İslâmî bünyeye yabancı, sistemleşememiş, ithal görüşler yığınıdır…”

 

32- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DAKİ NİKÂH, TALAK, ZIHAR, LİAN, İDDET, SÜT EMME SÜRESİ, KISAS, KASÂME VE BAYANLARIN ÖZEL HALLERİ (HAYIZ) İLE İLGİLİ AYETLERİN TARİHSEL OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Tarihselcilik nedir? “Tarihselcilik, dinî hükümlerin bir kısmının zamana ve örfe dayalı oluşu gerçeğini istismar ederek ilme henüz yeni başlayanların zihinlerini bulandıran, akla vahyi reddetme yetkisi veren ve nihayetinde Kur’ân’ın dahi insan sözü olduğunu, çağımızda insanlığın referans alabileceği ilahî bir kaynak bulunmadığını iddia ederek yola sadece beşer aklıyla devam edilmesini öngören, İslâmî bünyeye yabancı, sistemleşememiş, ithal görüşler yığınıdır…”

 

33- Mustafa Öztürk’e göre “KUR’ÂN’DA ALLAH’IN GÜÇLÜ GÖSTERİLMESİ TARİHSELDİR… ARAPLARA ANLATABİLMEK İÇİN, KUR’ÂN’DA ALLAH, ZİHİNLERDE SINIRSIZ GÜÇ VE İKTİDARIN TİMSALİ OLARAK KRALA BENZETİLMİŞTİR…”

Tarihselcilik nedir? “Tarihselcilik, dinî hükümlerin bir kısmının zamana ve örfe dayalı oluşu gerçeğini istismar ederek ilme henüz yeni başlayanların zihinlerini bulandıran, akla vahyi reddetme yetkisi veren ve nihayetinde Kur’ân’ın dahi insan sözü olduğunu, çağımızda insanlığın referans alabileceği ilahî bir kaynak bulunmadığını iddia ederek yola sadece beşer aklıyla devam edilmesini öngören, İslâmî bünyeye yabancı, sistemleşememiş, ithal görüşler yığınıdır…”

 

34- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN HAKKINDA SAVUNULAN EVRENSELLİK SÖYLEMİNİN, GERÇEKTE SLOGANİK BİR SÖYLEM OLDUĞUNU, BUNUN SAHİCİ BİR DEĞERİNİN OLMADIĞINI…” SÖYLER…

 

35- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’IN, GELECEK NESİLLERİN BİREBİR SORUNLARINA ÇÖZÜM SUNMAK İÇİN GELMEDİĞİNİ…” SÖYLER…

 

36- Mustafa Öztürk, “KUR’ÂN’DA EKSİKLİK, KUSUR VE İFADE ZAAFI OLDUĞUNU…” SÖYLER…

Mustafa Öztürk; “Kur’ân’daki tekrarlar yazılı bir metni okunamaz hâle getiren bir eksiklik, kusur ve ifade zaafıdır…” der…

 

37- Mustafa Öztürk, “ŞARK KÜLTÜRÜNÜN BİR BİREYİ OLMAKTANSA “ŞÖVALYE RUHLU” BİR BİREY OLMAYI TAVSİYE EDİYOR…”

Mustafa Öztürk, “ŞÖVALYE RUHLULUĞUN ONURLU VE İLKELİ YAŞAM DEMEK OLDUĞUNU SÖYLÜYOR…”

Mustafa Öztürk, “ŞARK KÜLTÜRÜNE ONURSUZLUK İMASINDA BULUNUYOR, ŞARK KÜLTÜRÜNÜ YALANCILIK, KALLEŞLİK VE KİNDARLIK GİBİ OLUMSUZ SIFATLARLA ANIYOR…”