عَنْ سُهَيْلٍ قَالَ: كَانَ أَبُو صَالِحٍ يَأْمُرُنَا إِذَا أَرَادَ أَحَدُنَا أَنْ يَنَامَ؛ أَنْ يَضْطَجِعَ عَلٰى شِقِّهِ الْأَيْمَنِ، ثُمَّ يَقُولُ: اللّٰهُمَّ رَبَّ السَّمَوَاتِ وَرَبَّ الْأَرْضِ وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَىْءٍ، فَالِقَ الْحَبِّ وَالنَّوٰى، وَمُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالْإِنْجِيلِ وَالْفُرْقَانِ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَىْءٍ أَنْتَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ. اللّٰهُمَّ أَنْتَ الْأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَىْءٌ، وَأَنْتَ الْاٰخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَىْءٌ، وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَىْءٌ، وَأَنْتَ الْبَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَىْءٌ، اِقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ وَأَغْنِنَا مِنَ الْفَقْرِ.
عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: أَتَتْ فَاطِمَةُ النَّبِىَّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ تَسْأَلُهُ خَادِمًا، فَقَالَ لَهَا: “قُولِى: اللّٰهُمَّ رَبَّ السَّمَوَاتِ السَّبْعِ…” بِمِثْلِ حَدِيثِ سُهَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ
17.HADİS
Ebû Hureyre (r.a)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Fâtımâ, Nebi (s.a.v.)’e gelerek bir hizmetçi talep etti. (Rasûlullah da) ona; “Şu (duayı) oku: ‘Ey Allahım! (Ey) yedi kat göklerin Rabbi…..buyurdu. (Bu dua) Süheyl’in babasından (rivayet ettiği) hadisdeki (duanın) aynısıdır… (Süheylin babasından rivayet ettiği hadis ise şöyledir):
Süheyl (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ebû Sâlih, bizden biri uyumak istediğinde; sağ tarafına uzanmasını ve sonra şöyle demesini emrederdi: Ey Allahım! (Ey) göklerin Rabbi; (Ey) yeryüzünün Rabbi; (Ey) yüce Arş’ın Rabbi; (Ey) Rabbimiz ve her şeyin Rabbi; (Ey) tohum ve çekirdekleri yarıp (filizlendiren); (Ey) Tevrat, İncil ve Kur’ân’ı indiren! Perçeminden tuttuğun her şeyin şerrinden Sana sığınırım. Ey Allah’ım! Evvel Sensin, Senden önce hiç bir şey yoktur. Âhir Sensin, Senden sonra hiç bir şey yoktur. Zâhir Sensin, Senin üstünde hiç bir şey yoktur. Bâtın Sensin, Senin dışında (Senden ileri) hiç bir şey yoktur. Bizim borcumuzu öde ve bizi fakirlikten kurtar…” (Müslim, Zikr-Dua-Tevbe-İstiğfar)
