عَنْ حُبْشِيِّ بْنِ جُنَادَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: عَلِيٌّ مِنِّي وَأَنَا۬ مِنْ عَلِيٍّ وَلَا يُؤَدِّي عَنِّي إِلَّا أَنَا۬ أَوْ عَلِيٌّ
10.HADİS
Hubşî b. Cünâde (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ali Bendendir, Ben de Ali’denim ve Benim adıma (muahedeleri) ancak Ben veya Ali yerine getiririz…”
Not: Tûrbeştî dedi ki: Arapların adetlerinden biride, aralarında yapılacak veya bozulacak bir antlaşma olacağı vakit bu işi ancak o kavmin efendisi veya onun en yakın akrabasının yapması idi. Bu işi bu iki kimseden başkasından kabul etmezlerdi. Rasûlullah (s.a.v) de Mekke’nin fethinden sonraki sene Ebû Bekir (r.a)’ı bir grupla hac için göndermişti. Kafile yola çıktıktan sonra Rasûlullah (s.a.v), Ali (r.a)’ı müşriklere ahdin bozulduğunu bildirmek ve “Ey iman edenler! Allah’a ortak koşanlar ancak bir pislikten ibarettir. Artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar.” (Tevbe, 28) ayetini ve benzer hükümleri aktarmak için arkalarından gönderdi. İşte bu vakıada Rasûlullah (s.a.v) Ali (r.a) hakkında yukarıdaki sözleri buyurdu… (Tirmizî, Menâkıb)