1- SORU: Fıtır sadakasının miktarı nedir?
CEVAP:
Fıtır sadakasının miktarı, buğdaydan yarım sâ’ veya kuru hurma, kuru üzüm ve arpadan ise bir sâ’’dır.
a) Bir sâ’; bir Irak rıtl’ı yaklaşık 408 gr olarak alındığında, Tarafeyn’e göre bir sâ’ 3264 gr eder. Ebû Yusuf’a göre ise, 2176 gr eder.
Bir dirhem; 2,975-3,045-3,06 veya 3,17 gr olduğu hususunda ihtilaf edilmiştir.
Bir miskal; 4,25-4,35-4,5 veya 4,52 gr olduğu hususunda ihtilaf edilmiştir.
b) Yarım sâ’ ile bir sâ’ lafızları mutlak olarak söylenip, “iyisi” diye kayıtlanmamış olup, (bu nedenle) yarım sâ’ kötü arpa verse de caiz olur. Bozulmuşunu veya kusurlusunu verirse, noksanını öder. Kötü arpanın kıymetini verirse, fazlayı öder.
Verilen buğday arpa ile karışık olursa bakılır; şayet arpa fazla olursa bir sâ’, buğday fazla olursa yarım sâ’ vermesi gerekir.
Nas’ta bildirilen şeylerin kıymet itibariyle birbirinin yerine verilmesi caiz değildir. Örneğin, orta cins bir sâ’ buğday yerine, iyi cins yarım sâ’ buğday vermek caiz olmadığı gibi; yarım sâ’ buğday kıymetinde olan yarım sâ’ kuru hurmayı buğdayın yerine vermek de caiz değildir. Verilen hurma, hurma yerine geçer ve sahibine de gerisini (yani hurmayı bir sâ’’a) tamamlamak düşer. Çünkü kıymet ancak nas’ta bildirilmeyen şeylerde muteberdir.
Bize göre, nas’ta bildirilen şeylerden bir cinsi başka bir cinsle tamamlamak caizdir. (Örneğin) bir kimse, yarım sâ’ arpa ve yarım sâ’ kuru hurma; yahut yarım sâ’ kuru hurma ve bir men (batman) buğday; veya yarım sâ’ arpa ve çeyrek sâ’ buğday verse caiz olur. (İbn-i Âbidîn, Zekât Bahsi)
2- SORU: Şayet (fıtır sadakasını yukarıda sayılan) bu şeylerden başka (bir şeyle) örneğin, dirhemler, paralar, pirinç ve mısır ile eda etse hükmü ne olur?
CEVAP:
a) Bu, “kıymeti itibariyle eda etme” meselesidir. (Fitreyi) buğday, kuru hurma, kuru üzüm ve arpanın haricinde, bu şeylerin birisinin kıymetine ulaşan (örneğin nas’ta ismi geçmeyenlerden olan, para, pirinç, mısır, ekmek, hububat, peynir gibi bir şeyle) eda etse ve bu (kimse de) fıtır sadakasını edaya niyet etse, (fıtır sadakasını eda hususunda kişiye) caiz (ve yeterli olur).
b) (Yukarıda sayılan şeylerin) kıymetini dirhem ve dinarlardan (yani paralardan) takdir ederek vermek daha makbuldür. (Para olarak) kıymetini vermenin daha makbul olmasındaki illet, fakirin ihtiyacını görmeye daha yardımcı olmasındandır. (İbn-i Âbidîn, Zekât Bahsi)
3- SORU: Sâ’’ın miktarı nedir?
CEVAP:
a) (Sâ’), Ebû Hanife ve Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre, sekiz Irak rıtl’ıdır. Ebû Yusuf (rh.a)’e göre ise, (sâ’)’ın miktarı beş rıtl ve bir rıtl’ın üçte biridir.
b) El-Vikâye şerhinde şöyle denilmiştir: Sâ’; sekiz rıtl büyüklüğünde bir ölçüdür. Sekiz rıtl ise mecc’den (mercimekten büyük yuvarlak taneli hububat) ki o da burçaktır veya mercimekten takdir edilmiştir. Bu ikisiyle takdir edilmesinin (nedeni), taneleri arasında büyüklük-küçüklük yönünden, dolgun olup-olmama bakımından farklılığın az olmasıdır. (Örneğin bin dirhem gelen burçağı veya mercimeği bir kaba doldurup boşaltsak, sonra başka bir bin dirhem gelen burçağı veya mercimeği aynı kaba doldursak, ikisinin de ağırlığı aynı gelir.) Bu ikisinin haricindeki hububat (örneğin arpa ve buğday) böyle değildir (zira) bunlarda (taneleri arasında) farklılık pek çoktur.
(Musannıf devamla) şöyle dedi;
Sonra bil ki; bu sâ’ Irak sâ’’ıdır. Hicaz sâ’’ı, beş rıtl ve bir rıtl’ın üçte biridir. Bizim yanımızda yarım Irak sâ’’ı ki o da iki (men) ölçüdür. Bir men ise kırk istâr (bir istâr 20,38 gr) bir istâr ise dört miskâl ve yarım miskâldir (yani 4,5 miskâldir). O takdirde bir men 180 miskâl’dir. (Bir men; takriben 813-816 gr arası gelmektedir.)
Sâ’, Nebî (s.a.v) zamanında kendisiyle eşyaların ölçüldüğü bir kap idi. Dünyanın (dört bir) tarafına İslam yayıldığında ve Müslümanlar da fıtır sadakasını vermek istediklerinde (daha önceden) ölçü ile hesapladıkları (şeyleri) tartı ile (hesapladılar). (Daha önce ölçekle ölçülen bu) şeylerin (tartıda) ağırlıkları birbirinden farklılık gösterince, Ulemanın yanında hesap da (yani ölçekle ölçülenlerin tartı ile ne kadar geldiği hususundaki görüşler de) birbirinden farklı oldu. (Bundan dolayı) fetva ehli olanlar kendi yanlarında kesinleşen ne ise onunla fetva verdiler. Bu zamanımızda ise çarşı-pazarlarda ve muamelelerde tartının revaçta olanı her tarafta “kilogram” iledir.
Ben Ulemaya (bu mevzuyu) sordum, bu hususta ki kitaplarını okudum ve (ulaştığım) cevaplar gerçekten (çok) farklıydı. Bütün bunlardan (sonra) bende hâsıl olan sonuç (şudur ki), fıtır sadakasında her kim 2 kg buğday verirse, Hanefilere göre bununla (fıtır) sadakasını eda etmiş olur. Çünkü eğer 1 sâ’ 8 Bağdat rıtl’ı ise, yarım sâ’ bundan (yani 2 kg’dan) fazla gelmez.