عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: مَنْ سَرَّهُ أَنْ يَكْتَالَ بِالْمِكْيَالِ الْأَوْفٰى إِذَا صَلّٰى عَلَيْنَا أَهْلَ الْبَيْتِ فَلْيَقُلِ؛ اللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍۨ النَّبِيِّ وَأَزْوَاجِهِ أُمَّهَاتِ الْمُؤْمِنِينَ وَذُرِّيَّتِهِ وَأَهْلِ بَيْتِهِ كَمَا صَلَّيْتَ عَلٰى اٰلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
90.HADİS
Ebû Hureyre (r.a.)’dan, Nebi (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Her kim bize (yani) Ehl-i Beyt’e salavât getirdiği zaman (sevabının) tam bir şekilde ölçülmesini sevip (isterse); ‘Allah’ım, İbrâhim’in âline salât eylediğin gibi, Nebi Muhammed’e, mü’minlerin anneleri olan zevcelerine, zürriyetine ve ehl-i beytine salât eyle. Muhakkak sen, hamde lâyıksın, şeref ve kerem sahibisin’ desin…” (Ebû Dâvûd, Salât)